hayko'nun her heceye bir nota felsefesinden yola çıkarak yaptığı şarkılardan en güzel olanı. ancak ve fakat sound problemi yaşıyoruz dinlerken. davullar çiğ, aranjman heterojen falan fıstık..
ölüyorum yavaş yavaş, üstelik acı çeke çeke. vücut dengem bozuk, kalbim ise paramparça, beyin ölümünün gerçekleşmesine çok az kaldı. doktorlar beni kurtaramıyor, diyorlarki kalbinin yarısı yok, bıraktığın yerden getir belki düzelirsin. hayır düzelmek istemiyorum. kalbimin yarısı bıraktığım yerde kalsın istiyorum. yavaş yavaş ölüyorum.
bir hayko cepkin şaheseri. pandomim tarzı bir alt yapının üzerine bu derece bunalım şarkı yapan bir şahıs olabilir mi sorusunu sorduran psikopat şarkı.
hayko cepkinin son şarkısı.kim nasıl aa hayko mu dinliyosun iğrenç der bu şarkıdan sonra.sözler süper,müzik süper,hayko süper.
unutulur mu gökyüzü
yitirir miyim bu gülyüzü
birer birer neyim kalır geriye baksam da
solar mıyım gündüz gece
güneşim yoksa bu son hece
birer birer neyim kalır geriye baksam da
teşhirlendi dudaklarım
çocukken nasıl ağlardım
birer birer neyim kalır geriye baksam da
ne kaldı bak ellerimde
biliyorum gülüyorsun
her adımımda derine
ölüyorum...
törpülenmiş tırnaklarım
güçsüzdüm ben de avlandım
birer birer neyim kalır geriye baksam da
her şeyim olmuş bilmece
çözdükçe gördüm işkence
birer birer neyim kalır geriye baksam da
bir başıma kaldım şimdi
nerde hata yaptım bilmem ki
birer birer neyim kalır geriye baksam da
ne kaldı bak ellerimde
biliyorum gülüyorsun
her adımımda derine
ölüyorum...
öncelikle belirtmek isterim ki kafam gayet yerinde, alkol falan almadım.
gelelim konumuza;
evet ciddi ciddi ölüyorum.
hiçbir zaman leyla mecnun askına inanmadım. yani bir kulun baska bir kula böyle bir aşk duyacağına hiç ihtimal vermedim.
lakin, işin aslı öyle değilmiş arkadaşlar...
02.12 de bir entry yazmışım, (#941444). üstünden iki bucuk ay geçmiş.
gerçi ben bu derde düşeli asağı yukarı altı ay oldu.
dikkatli okuyun: altı aydır fenayım arkadaşlar.
hala yemek yiyemiyorum mesela. uyku desen bu entry nin saatine bak anlarsın. gerçi bunları yazarken su an gülüyorum, şaşırmalardayım. içimden 'hey allah ım ne hallere düştük' diye geçiriyorum.
ya bir insan, hele ben (bu derde düşmeden önce beş sene boyunca tek bir kıza bile meyil vermedim) nasıl olur da bir insana bu kadar ask duyar, onu bir gün görmeyince çıldırır, kendinden gecer, yemin ederim anlamadım...
nasıl olur da bir insan tüm ömrünü baska bir insana endeksler, o insan için kendinden vazgeçer... hiç akıl karı bir iş değil.
kaldı ki ben, aşırı keyfine düşkün, değil kız için tüm dünya için bile kılını kıpırdatmayan bir adamım((adamdım))... ama onun için, sırf onun o yüzünde oluşacak olan saliselik tebessüm için...
tamamen paranoyak oldum...onun etrafında gördüğüm herkesten süphe etmeye başladım. bir gün birine bişey yapacağım diye korkuyorum, aslında çok kontrollü ve durgun bir adamım ama gücümün sınırlarını ben bile bilmiyorum ve kendimi zor tutuyorum...
işin enteresan tarafı, bugüne kadar bütün arkadaşlarım hep 'abi gecer, zamanla acın hafifler, yeni bir kız bulursun, unutursun' dediler... ama bırak hafiflemeyi aksine gittikçe daha kötü oluyorum. gerçi hala nefes alabiliyorum ama ben onsuz nefes bile almak istemiyorum...
yazdığım bu entry e bakıyorm da bu kadar dandik bir entry olamaz. her şey karışık. anlayan beri gelsin. ama bu halde ancak bu kadar çıkıyor. kimse kusura bakmasın.
sonuç olarak, size aşık olmayın demiyorum, ha olun da demiyorum. kafanıza göre takılın.