ezik gidişlerin gururlu adamıydı. özellikle sükut onun için altındı. ama hiçbir kuyumcu bu altına içi boş bilezik kadar bile değer vermemişti.
son nefesini verirken de her gidişinde olduğu gibi yine muhteşem bir dönüşü umut etmiş, kimsenin dönemediği yerden dönerek geçmişteki tüm gerçekleşmeyen muhteşem dönüş hayallerinin acısını topyekün çıkarmak istemişti.
madem insan umutlarıyla yaşar, neden umutlarıyla ölmesin ki..