ölümün bir doğal gerçeklilik olduğunu bilen ve ölümün sadece döngü içindeki misyonun tamamlanmış olduğu bilincinde olmanın getirdiği istektir. bilindiği gibi canlı bedenine hayat veren şey, yaşam enerjisi denilen ve organik hücreler işlevsizleşince tekrar doğaya karışan bir şeydir. ebeveynlerden oğul döllere aktarılan bu enerjinin başlangıcı da yine canlıların yapı taşını oluşturan organik bileşiklerin oluşmasıyla ortaya çıkmıştır. nasıl ki enerji tekrar doğaya karışıyorsa beden de aynı şekilde doğaya karışmaktadır. bunun için bir dini törene ihtiyaç yoktur. çünkü dini tören ruh adında ve tek tanrılı dinlerin ortaya çıkmasıyla üretilmiş bir kavramın tanrıya ulaşması adına yapılıyor. ruh kavramının doğal gerçeklikle bağdaşmadığı düşünüldüğünde dini cenaze törenlerinin de bir anlamı kalmamaktadır. bunun anlamı cesetlerin yakılması ve küllerinin sikimsonik mekanlara serpilmesi değildir. bunun anlamı doğadan aldığımızı doğaya doğaya tekrar iade etmek olmalıdır. velhasıl ölülerin enerjisinin döngüye girdiği gerçeği ışığında dini cenaze törenleri anlamsızlaşmaktadır.