final zamanı ölünce bok olmak değilde hep uyuyacağımı düşünüp sabaha kadar çalışmaya gazlarım kendimi...
biyoloji hocam bana "yediğin marulda dedenin sakalı var" demişti (anlayana)...
ölünce bok olup gideceğini düşünen kişi inançsız mıdır, bu bu kadar basit midir, üstelik "inançsızlık" bu kadar genişken dar bi şekilde anlatılmalı mıdır... ortada büyük bi yanlışlık var bence... tanıdığım "inançsız" insanların aşırı okumuş bilgili insanlar olduğunu gördüm... onlardan çok şey öğrendiğimi belirtmek isterim... ölünce bok olunduğunu düşündüklerini kesinlikle sanmıyorum... ayrıca bi insanın inançlı olup olmaması bizi neden ilgilendirsin, inançsız insandan neden bi insanmış gibi söz etmiyoruz onu da anlayabilmiş değilim açıkçası... bazen çok üzülüyorum şu halimize...
psikiyatrinin dindeki ruhlari inceleme bilimi oldugunu uyduran dincinin, psikolojik destek goren ateistler icin uydurdugu tanimdir. bu tur tespit yapan kisiler, dini inanislari baz alan ruh tanimina gore hareket eder ve bir tane medyum a yuzlerce lira bayilir, haci hoca larin tasak killarindan medet umar, ucgen seklindeki kagit parcalariyla kotuluklerden arinir, ve hatta mavi boyali cam ile kotulukleri kendisinden uzakta tutar.
herseyden once, ruh bilimi olarak da gecen psikiyatrinin tanimladigi "ruh" sozcugunun neye refere ettigini bilmek gerekir. zira psikiyatri, duygu, dusunce ve buna bagli gelisen davranislari inceleyen bir tip dalidir. bu baglamda sozedilen ruh, tanri tarafindan insanin bir tarafindan iceri sokulup oraya kapatilan bir kavram degildir.
edit:
o halde soruyorum;
tanrinin bahsettigi ve var oldugu soylenen, fiziksel bir bedeni, formu, sinir sistemi ve beyni olmayan bir ruh "oteki" tarafa gittiginde:
- cehennemde ates ile cezalandirilirsa nasil aci cekebilir?
- cennette hangi cinsel organ ile huri kaldirabilir?