Münafık gerçekte iman etmediği halde, kendini mümin gösteren kimsedir. Bu yönüyle, münafıklık, bir inanç sahtekarlığıdır. (1)
Münafık, bukalemun gibidir; bulunduğu araziye göre renk değiştirir. (2)
Münafık kendini rüzgara göre ayarlar. Hangi taraftan kuvvetli rüzgar eserse, o doğrultuda döner. Onun din ve inanç anlayışına menfaat duygusu hakimdir. (3)
Zarar verme noktasında ise münafık, pirincin içindeki beyaz taş gibidir.
insanları münafıklığa iten başlıca iki sebep vardır:
1-islam'ın nimetlerinden yararlanmak.
2-Müslümanları içten çökertmeye çalışmak.
Münafıklar, islam toplumu içinde azınlıkta kaldıklarından, "Biz de müslümanız." deyip, vaziyeti idareye çalışırlar. Veya, Müslüman görünmek suretiyle, onların sırlarına vakıf olup, bazı yerlere haber ulaştırırlar, kaleyi içten fethe gayret ederler.
Kur'an-ı Kerim'de, münafıklardan çokça bahisler vardır. Şüphesiz, bu boşuna değildir. Çünkü, düşman tanınmadığında daha çok zarar verir. Pusuda olduğunda daha tehlikelidir. (4)
Bu zararlı zümreye karşı Cenab-ı Hak şu talimatı verir: "Kafirlerle ve münafıklarla cihad et!" (Tevbe suresi, 73; Tahrim suresi, 9) Hz. Peygamber (asm.), münafıklara kılıç çekmemiştir. Onlara karşı; delil getirmek, ikna ve ilzama çalışmak, had cezalarını uygulamak... tarzında cihad yapmıştır. (5)
Kur'an-ı Kerim, münafıkların isimlerini belirtmeden onları tarif eder. Nifakın çerçevesini çizer. Bu çerçeveye, her devirde değişik insanlar girebilir.
Hz. Peygamber (asm), münafıkları genelde tanımakla beraber, onları ismen teşhir edip rezil etmemiştir. Bir kısım fesat vardır ki, perde altında kalsa zamanla söner. Sahibi de, onu gizlemeye çalışır. Eğer perde kaldırılsa "utanmadığında dilediğini yap" denildiği gibi, " ne olursa olsun" der, çekinmeden fesadını icra eder. (6)
imanda ve küfürde olduğu gibi, nifakta da mertebeler vardır. Bir kısım münafıklar kendi hallerindedir. Böyleleri ikaz ve irşat edilmeli, dillerindeki imanın kalplerine inmesi sağlanmalıdır. Bir kısmı ise, müslüman görünmekle birlikte islâm aleyhine çalışır. Bunlara karşı uyanık olmalı, ayrıca başkalarını da uyarmalıdır.
Münafıklarla ilgili ayetler bir bütün olarak ele alındığında, münafıkları daha iyi tanımak mümkün olacaktır:
"Şayet dilersek, biz onları sana gösterirdik de, sen de onları simalarıyla tanırdın. Fakat sen onları, sözlerindeki edadan tanırsın.." (Muhammed suresi, 30) Yani, münafık sözlerinde açık verir. Dikkat eden, sözündeki tutarsızlıklardan münafığı tanımakta zorlanmaz. imanın kemalini elde etmiş kimselere, münafığın hali gizli kalamaz. Öyleleri "mümin'in ferasetinden sakının. Çünkü o, Allah'ın nuruyla bakar"(7) hadisinin mazharıdırlar.
Bununla beraber, şu ayete baktığımızda, bir kısım münafıkları tanımanın zorluğu anlaşılacaktır: "Çevrenizdeki bedevilerden münafıklar var. Medine halkından da nifakta tecrübeli olanlar var. Sen onları bilmezsin. Onları biz biliriz..." (Tevbe suresi, 101)
Şehir münafıkları, münafıklıkta inatçı, tamamen kaypaklaşmış kimselerdir. Sırlarını iyi gizlemesini bilirler. Yağ gibi suyun yüzüne çıkmaya alışkındırlar. Öyle ki, bir vahiy gelmeyince, Resulullah bile, onları doğrudan tanıyamaz. (8)
Münafıkları anlatan Kur'an ayetleri, Resulullah devrinde nice münafığın samimi müslüman olmasına vesile olmuştur. Mesela, şu ayete bakalım:
"Mü'minlerden öyle er kimseler var ki, Allah'a verdikleri sözde sadık oldular. Kimi ahdini yerine getirdi (şehit oldu), kimi de bekliyor. Verdikleri sözde döneklik etmediler.
Çünkü Allah, sözlerinde sadık olanları, sadakatları dolayısıyla mükafatlandıracak ve münafıkları da, dilerse azaplandıracak veya tövbe nasib edecek. Muhakkak ki Allah, Gafur'dur, Rahim'dir (Affedicidir, Merhametlidir)" (Ahzab suresi, 23-24)
Bu ayetlerde, sözlerinde sadık olan mü'minler medhedilmek suretiyle münafıklara ve kalbinde maraz olup döneklik edenlere bir tariz vardır. (9) Ayetin devamında, "Allah dilerse onları azablandıracak veya tevbe nasib edecek" denilmesi, onlara bir kurtuluş ümidi göstermektedir. Hele, ayetin Cenab-ı Hakk'ın Gafur ve Rahim ismiyle bitirilmesi, münafıkları büsbütün ümitlendirmekte, onları tevbeye sevketmektedir.
--spoiler--
boş insanların boş düşüncelerini yaymalarını engelleyemedik,bu gün ortalıkta cirit atıyorlar dillerinde kemalist sözcüğüyle.sen dinci geçinip düşünemeyenleri aaffet yarabbi.türünde olur.
kemalist:simdi birisi cennet'te islami kurallari uygulamaya calisti ne oluyor ?
allah:valla, simdi, oyle gibi de zaten, nereye bagliyacagini anlayamadim..
kemalist:ben diyorum ki anayasa mahkemesi kuralim, nasil fikir ?
allah:oldu mu simdi..?
-allahim sana inandim ve inaniyorum ve sana olan inancim dunyada dogru olduguna inandigim seyleri yapmami engellemedi tam tersine bana guc verdi. ancak tek bir eksigim vardi, saka kaldiramiyordum allahim, kaldiramiyorum. birisi ufacik bir saka yapsin hiddetleniyorum celalleniyorum. ben ki inanan bir kemalistim, dunyada yasarken olecegimi ve huzuruna cikacagimi biliyordum, ama sozluklerde olunce allahla karsilasan kemalistin ilk sozleri kismina icimden geldigi gibi bir sey yazamadim sadece sinirimden. halbuki simdi anliyorum o belirli kaliplara hatta itin gotune soktugum o basligi acan adam ne kadar da dostane duygularla, aslinda kemalistlerin uzerine cok gidiliyor, ayrica madem nasil olsa kemalistler de allaha inaniyor, olunce karsilasmiyacaklar mi bakalim ne diyecekler dusuncesiyle acmis. ve biliyordu ki o gunun dunyasinda kemalistlere yukleniyorlardi, kiliseleri kullanarak espri yapmak istedi, ama affetmedik allahim, cok uzerine gittik, ozurumuz simdinin ozurudur oyleyse.
+takma kafana, o takmadi cunku. rahat ol ya. ben seni biliyorum, sen beni, isteyen istedigi espriyi yapar eglenebiliyorsan eglen eglenemiyorsan basligi kaldir, yeter ki insanlara olmadigi seyler deme, bu dincidir yobazdir deme, bil ki herseyi elestirebilecek, her seyden uzak olan ve her seyle saka yapabilecek insanlar da var.
- varlığın için şükrediyorum. birçok hesabı sana bıraktık biz... aslında bunu yapmamamız için bize gönderdiğin bir kılavuzumuz vardı ama yetişemedik çok hızlı dönenlerin hızına ve durdurup da gösteremedik insanlara gerçek yüzlerini. inançlarını sorgulamadım ve bunun sadece senin yapacağın birşey olduğunu bildim hep. o dönüş hızlarında gördüğüm yüzlerini işaret ettim ama sadece birkaç insana gösterebildim. inançsız olmakla suçlandım ki bu konudaki en bilgin olanın, senin huzurundayım şimdi. ve bana gönderdiğin elçi "kim birine kafir diyorsa ikisinden biri kafirdir" demişti ve ben, ona inandım. kâfir olanı bilen, şüphesiz ki sensin. ne hüküm verirsen itirazı kaldırmayacağı kati ve gene kılavuzda bundan da bahsediyordun.
velhasılı ben "doğru" olduğuna inandığım şekilde yaşadım rabbim. ki doğrunun kaynağı sensin ve doğrunun yargısına varmak da sanadır. akibetime razıyım ben. senden gelene razıyım, kullarından gelene değil...
+ ...(burası "cevap veremedi" anlamında değil. vereceği cevabı biz kulları bilemeyiz diye "bilinmezlik" anlamında üç noktadır.)
varsın gerisini üç kuruşluk siyaseti için işin gayb kısmında, allah adına konuşan(konuştuğunu sanan) tosbağalar düşünsün, kemalist düşünceden etkilenmiş olan ben değil.
kemalizmi dinsizlik ile bağdaştırmaya uğraş veren, laikliği aslında dinin ticarileşmesi, yozlaştırılması önünde engel teşkil ettiğini bilmekte olan zatların akıl dışı, iğrençlik boyutunu fazlasıyla aşmış , ahlaksızca saldırılarından birine daha şahit olduğumuz sol frame başlığı.
ahlaksızlıkla, vicdansızlıkla her türlü iğrenç saldırıyı klavyelerinden kusarlar ama dinden, imandan bahsederler böyleleri...
dinine bağlı kemalist olabileceğini düşünemeyen insanları derin(!) düşüncelere gark eden sözlerdir. kemalist=dinsizdi di mi? hadi gülüm bayatladı bunlar, bana yeni teorilerle gel.
herkes gibi o da Allah'a bağışlanmak için yakaracaktır. *
Cemalini görebilmeyi Allah hepimize nasib eylesin, o ayrı,
kemalist diye sıfatlandırdığınız insan da Allah'ın kuluysa problem yok, -ki öyle- üstelik bütün kemalist insanları dinsiz diye düşünmenizin sonu yok heralde. Neyse efenim düşünün,
Bakalım siz öbür tarafta hangi hesabı vereceksiniz bre haydutlar?
oldukten sonra allahla karsilasan koyu kemalistin agzindan cikan ilk laflardir.
-denize ataturk mu dusse kurtarirsin, hz muhammed mi ?
+valla bilemiyorum simdi, muhammed heralde..
-ya birak allahini seversen ya(?), girmiyorum cennetine de cehennemine de, pis yobaz dinci allah seni !
ulan sizi gidi, tabucular, elestiri ve saka kulturunden yoksun insanlar editi: yahu isteyen kemalist olur isteyen dinci yobaz.. bir ben dinci olsam, gelip allahin adini boyle bi entry'de kullanmam, kemalist olsam, boyle baslik acmam, simdi gelip de beni belirli kaliplara sokuyorsunuz ya, ulan!