aynı yaşantısını devam ettiren insandır, sadece sevdikleriyle daha fazla ilgilenir o kadar. geri kalan her şey için, normal yaşantısı devam eder. ne olacak altı üstü yaşamaya çalışmak değil midir, çalışamamamışız dersin olur biter.
o üç ayın sonunda pat diye ölmez tabi. ölmeye başlamıştır, 90. günün sonunda artık zaten ölmesi gerekir. ve ölür. iyi mi kötü mü, onu yaşayana sormak lazım.
52 si, 7 si, 3 ü gibi hayırları önceden yapabilir. kendi helvasını, pidesini yer.
bir de saatini falan da kestirebiliyorsa uzaya fırlatılacak roket gibi "final count down" eşliğinde son nefesini verir.
hiçbirşey değişmez. öyle şunu yaparım bunu yaparım diyenler, tuzu kuru olduğu için atıp tutanlardır. zira insan o korku ve heyecan dolu bekleyiş içerisinde evden dışarı bile çıkmak istemez.
filmlerdeki gibi gezip eğlenip lunaparka gideceğini sanmıyorum, yüksek ihtimalle o da ulusunun ilginç ananelerini takip eder ve ibadete başlar. emekli olduktan sonra namaza başlamak tadında birşey olsa gerek.
-yani, sonuç olarak?
+en fazla 3 ay...
-peki ölünce ruh olup dolaşabilecek miyim?
+hı?
-belki de uçabilecek miyim?
+pardon?
-belki de saçlarım dökülür, casper da keldi...
+nurten hanım hulusi beyi çağırabilir misiniz?
-belki de tekrar dirilir, nurten hanım ben olurum...
nerede o günler, amk denilendir. herkesi siksem mesela, güzel olurdu lan. önce geniş kalçalı kadınlar ve koca memelilerden başlıyoruz, sonrası bakarız lan.*
bir tanıdığımın yaşadığı ancak sonradan olayın tersine döndüğü durumdur. haber ilk alındığında el-ayak kilitlenir ve yaşam belirtilerine karşı aşırı bir tepkisizleşme oluşur. başka kaynaklardan sözkonusu kanının garantisi alınmadan pek fazla inanılmamalıdır.
üç ayı garantileyen insan değildir, başka nedenlerle ölümün daha erken gelmesi muhtemeldir. ama diyelim ki üç ay yaşayacak, o yüzden ipleri salma zamanıdır. ben olsam ilk iş olarak, gider nefret ettiğim patronumun yüzüne dünyanın en sevimsiz, en itici ve işe yaramaz insanı olduğunu haykırırım. sevdiklerime de onları ne kadar çok sevdiğimi söylemediğim zamanları telafi edercesine sarılırım. ama bu onlar açısından ne kadar iyi olur bilemem. çünkü, benden kopmaları daha da zorlaşır herhalde. işleri zorlaştırsa da bunu yaparım. sonra da hayatımda olmasa da sevdiğim insanla gider konuşur ve benim için bir şey yapmasını isterim. derim ki ona, şurada, şu denizin kenarında üç ay boyunca ikimizin yaşaması için bir yer var. son üç ayımda beni sever misin, yanımda olur musun diye sorarım. ve işte eğer kabul ederse, ben istediğim için yanımda olsa da, o benimleyken dünyanın en güzel yalanı ile ölmek isterim. en azından ölürken bencillik yaparım...
eğer inançlıysa geceli gündüzlü namaz kılmaya başlayacak olan insandır. kılmadığı namazları kaza edip, bir de günün namazlarını kılacak, kendini hayır işlerine verecektir.
farklı düşünen biri ise, vur patlasın çal oynasın deyip ona göre yaşayacaktır.