okuduğum seneler boyunca şahit olduğum ve her defasında "onu da yapın, şunu da hazırlayın, eşeğin zikini de getirin" diye, sanki evde geçireceğimiz üç beş saati, kendisinin sado mazo duygularını tatmin etmek için harcamamız gerektiğini düşünen, herkesin kendi gibi gününün yarısının boş geçtiğini sanan, her ödev verişinden sonra yedi şeceresine saydırdığım, tüm riskleri alarak asla da verdiği ödevi bana yaptırtamamış öğretmendir.
üniversitede de vardır böyle hocalar efendim. hiç unutmam osmanlıca dersinde haftada 10 sayfa ödev hazırladığımı. şimdi dua ediyorum ona. eğer o hoca o ödevleri yazdırmasaydı birinci sınıfta osmanlıca finalindeki o yarım sayfalık latince yazıyı çeviremezdim.*
