bu sana son seslenişim. gideceğime söz vermiştim ya, işte gidiyorum. bu kenti senin istediğin şekilde terk etmiş olsaydım da gitmiş olacaktım, benim istediğim şekilde burda kalsam da. ben bir başka yol seçiyorum, senden ölerek gidiyorum. her tasamın, derdimin dermanı olabilirdin. olmadın... ben de senin iyileştirdiğin hastan olabilirdim. buna izin vermedin. şimdi hastan gidiyor. haydi söyle bana; hasta yoksa, doktorun doktorluğu kimedir? seni göğsümün içine, canımın içine sokmak istedim ama sen istemedin. şimdi çıyanlar, solucanlar girecek yüreğime. en doğrusu benim gitmem idiyse işte gidiyorum, affet... sonra ilaçlar içilir ve uyunur.
reddetme:birey tanıyı reddeder,ölümün yaklaştığına inanmak istemez bir yanlışlık olduğunda ısrar eder.
öfke:durumun gerçekliğini kabul eder,fakat planlarını ve hayallerini gerçekleştirmek için yaşayacak olanlara karşı kıskançlık ve içerleme tepkileri verir."niçin ben?" sorusunu sorar.öfke doktorlara veye diğerlerine yönelir.
pazarlık:birey ölümün gerçekliğiyle başetmek için sağlıklı bir girişim olarak doktorlarla,aileyle,din adamlarıyla ve tanrıyla anlaşarak umutsuzca zaman kazanmaya çalışır.
depresyon:pazarlık işe yaramayınca ve zaman akıp gittikçe birey artık düzeltilmesi mümkün olmayan hatalar ve başarısızlıklar için ağlayarak/yas tutarak depresyona yenilir.
kabul:nihayet yorgun ve zayıf düşmüş birey kadere boyun eğerek "sessiz bekleyiş" dönemine girer. *
Gitmişti işte yoktu artık! Bir daha da olmayacaktı. Bir terk ediş içinde yüzlerce defa gitmişti, yağmurlu akşam üstlerinden, tanıdık şarkılardan, bildik kaygılardan, sevinçli yaz sabahlarından, saçlarındaki parıltıdan, gözlerindeki ışıltıdan, ve bu "son elveda" lar dan bırakıp gitmişti. Kabullenmek? Kalan için çok zordur.
Aslında ben kucukkene çok büyük adam olacağımı falan zannediyordum. Tarih beni yazacakti, yapacak çok işlerim vardifalan. Ama bu yasa gelince siradanligi kesfediyorsun. Bazen diyorum neden yasayayim. Sonra planlı bir şekilde oldurecem kendimi. Ben kesinlikle olumu kabullenemem. Hatta ben ona giderim.
kaçınılmaz son ayeti kerimede de bahsedildigi gibi "her nefis (canli) ölümü tadacaktir" önemli olan imanlı gitmek ve yaraticinin biz aciz insanlardan razi olmasıdır..
sözlük 100 sene sonra hepimiz garanti ölmüş olacağız ne garip degil mi..
ya seve seve ya da seve seve derler ya, ha işte aynen öyle bir durum. ister kabul et, ister kabul etmemeye kendini inandır. ölecek ve kabulleneceksin. ölecekler ve kabulleneceksin.
Gerçekte hasta olmanın ya da ölüyor olmanın özünde bir yanlış yoktur.
Hayatta kalmanız gerektiğini kim söyledi?
Böyle sürüp gideceği fikrini size kim verdi?
Çok basit bir kanıt dolayısıyla her şeyin yaşamaya devam etmesinin iyi bir şey olduğunu da söylemeliyiz.Eğer herkesin yaşamayı sürdürmesini sağlasaydık çok fazla insanla dolu olurduk.Yani bu nedenle bir kişinin onurlu bir şekilde ölmesi diğerleri için yer açmasından ileri gelir.Ayrıca derinlerine bakabilir ve görebiliriz ki eğer ölümümüz süresiz olarak ertelenirse aslında sürekli olarak onu ertelemeyi sürdüremezdik.Çünkü bir noktadan sonra hayatta kalmayı istediğimiz yolun bu olmadığını fark ederdik.
yoksa niçin çocuklarımız olsun ?
Çünkü çocuklar başka bir yolla hayatta kalmamızı sağlamaktadır.Sanki meşaleyi teslim ediyormuş gibi ki böylece her zaman taşımak zorunda kalmayasınız..
Bırakabileceğiniz ve "şimdi senin sıran" diyeceğiniz bir noktaya ulaşıyor.Doğanın yaşam sürecini farklı bireyler yoluyla sürdürmesi, her zaman aynı bireyler yoluyla sürdürmesine göre çok daha hoş bir düzendir.
Çünkü her yeni birey yaşama yaklaştığında yaşam yenilenir.Ve insan, en sıradan gündelik şeylerin çocuklar için ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlıyor.
Çünkü onlar, bunların hepsini olağanüstü şeyler olarak görür,
çünkü onlar, bunların hepsini hayatta kalma ve karla bağlantısız olacak şekilde görür.
her şeyin düşüncesini hayatta kalma ve kar değerine göre algılamamızla birlikte yerdeki şekillerin ve çiziklerin büyüsü kaçmaya başlıyor, hatta pek çok şeyin büyüsü kaçmaya başlıyor.
Bu nedenle doğanın işleyişi sırasında bir kere dünyanın büyüsünü görmeyi bıraktığımızda artık doğanın kendisinin bilincinde olma oyununu yerine getirmiyoruz demektir.Herhangi bir şeyin anlamı yoktur.Ve böylece ölürüz..
Ve başka bir şey dünyaya gelir,tümüyle yeni bir görünüm kazanır.
yaşamı süresiz olarak uzatmayı dilemek, bu nedenle bizim için doğal değildir.Fakat ölümün korkunç bir şey olduğu (düşüncesinin ) olası her yolla içimize işlediği bir kültürde yaşıyoruz ve bu (durum) özellikle kültürümüzün ıstırabını çektiği korkunç bir hastalıktır.
Korktuğum şeylerden biri ama intiharı kabullendim. En zor anımda dayanamayıp ölmenin farklı yollarını düşündüm ama her seferinde de aklıma annem geldi. Annemi bırakıp ölümü böyle kabullenemem ki. Çok üzülür.