ölümü en iyi anlatan dizeler

entry32 galeri0
    32.
  1. Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm
    Ben senin için yaşamayı göze almışım.
    2 ...
  2. 31.
  3. ölümden öte köy mü var? - süleyman çakır

    ölüm ölüm dediğin nedir gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım.
    polat alemdar.
    0 ...
  4. 30.
  5. ve çok uzak,
    çok uzaklardaki istanbul limanında,
    gecenin bu geç vakitlerinde,
    kaçak silâh ve asker ceketi yükleyen laz takaları:
    hürriyet ve ümit,
    su ve rüzgârdılar.
    onlar, suda ve rüzgârda ilk deniz yolculuğundan beri vardılar.
    tekneleri kestane ağacındandı,
    üç tondan on tona kadardılar
    ve lâkin yelkenlerinin altında
    fındık ve tütün getirip
    şeker ve zeytinyağı götürürlerdi.
    şimdi, büyük sırlarını götürüyorlardı.
    şimdi, denizde bir insan sesinin
    ve demirli şileplerin kederlerini
    ve kabataş açıklarında sallanan
    saman kayıklarının fenerlerini
    peşlerinde bırakıp
    ve karanlık suda amerikan taretlerinin önünden akıp
    küçük,
    kurnaz
    ve mağrur
    gidiyorlardı karadeniz'e.
    dümende ve başaltlarında insanları vardı ki
    bunlar
    uzun eğri burunlu
    ve konuşmayı şehvetle seven insanlardı ki
    sırtı lâcivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin
    zaferi için
    hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin
    bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler...

    karanlıkta kurşunîi derisi kırmızıya boyanan
    baltabaş gemi
    ingiliz torpitosudur.
    ve dalgaların üstünde sallanarak
    alev alev
    yanan:
    şaban reisin beş tonluk takası.

    kerempe fenerinin yirmi mil açığında,
    gecenin karanlığında,
    dalgalar minare boyundaydılar
    ve başları bembeyaz parçalanıp dağılıyordu.
    rüzgar:
    yıldız - poyraz.
    esirlerini bordasına alıp
    kayboldu ingiliz torpitosu.
    şaban reisin teknesi
    ateşten diregiyle gömüldü suya.

    arheveli ismail
    bu ölen teknedendi.
    ve şimdi
    kerempe fenerinin açığında,
    batan teknenin kayığında
    emanetiyle tek başınadır,
    fakat yalnız değil:
    rüzgârın,
    bulutların
    ve dalgaların kalabalığı,
    ismail'in etrafında hep bir ağızdan konuşuyordu.

    arheveli ismail
    kendi kendine sordu:
    «emanetimizle varabilecek miyiz? »
    kendine cevap verdi:
    «varmamış olmaz.»

    gece, tophane rıhtımında
    kamacı ustası bekir usta ona:
    «evlâdım ismail, » dedi,
    «hiç kimseye değil, » dedi,
    «bu, sana emanettir.»

    ve kerempe fenerinde
    düşman projektörü dolaşınca takanın yelkenlerinde,
    ismail, reisinden izin isteyip,
    «şaban reis, » deyip,
    «emaneti yerine götürmeliyiz, » deyip
    atladı takanın patalyasına,
    açıldı.

    «allah büyük
    ama kayık küçük» demiş yahudi.
    ismail bodoslamadan bir sağnak yedi,
    bir sağnak daha,
    peşinden üç-kardeşler.
    ve denizi bıçak atmak kadar iyi bilmeseydi eğer
    alabora olacaktı.

    rüzgâr tam kerte yıldıza dönüyor.
    ta karşıda bir kırmızı damla ışık görünüyor:
    sıvastopol'a giden bir geminin
    sancak feneri.

    elleri kanayarak
    çekiyor ismail kürekleri.
    ismail rahattır.
    kavgadan
    ve emanetinden başka her şeyin haricinde,
    ismail unsurunun içinde.
    emanet:
    bir ağır makinalı tüfektir.
    ve ismail'in gözü tutmazsa liman reislerini
    ta ankara'ya kadar gidip
    onu kendi eliyle teslim edecektir.

    rüzgâr bocalıyor.
    belki karayel gösterecek.
    en azdan on beş mil uzaktır en yakın sahil.
    fakat ismail
    ellerine güvenir.
    o eller ekmeği, küreklerin sapını, dümenin yekesini
    ve kemeraltı'nda fotika'nın memesini
    aynı emniyetle tutarlar.

    rüzgâr karayel göstermedi.
    yüz kerte birden atlayıp rüzgâr
    bir anda bütün ipleri bıçakla kesilmiş gibi
    düştü.

    ismail beklemiyordu bunu.
    dalgalar bir müddet daha
    yuvarlandılar teknenin altında
    sonra deniz dümdüz
    ve simsiyah
    durdu.
    ismail şaşırıp bıraktı kürekleri.
    ne korkunçtur düşmek kavganın haricine.
    bir ürperme geldi ismail'in içine.
    ve bir balık gibi ürkerek,
    bir sandal
    bir çift kürek
    ve durgun
    ölü bir deniz şeklinde gördü yalnızlığı.
    ve birdenbire
    öyle kahrolup duydu ki insansızlığı
    yıldı elleri,
    yüklendi küreklere,
    kırıldı kürekler.

    sular tekneyi açığa sürüklüyor.
    artık hiçbir şey mümkün değil.
    kaldı ölü bir denizin ortasında
    kanayan elleri ve emanetiyle ismail.
    ilkönce küfretti.
    sonra, «elham» okumak geldi içinden.
    sonra, güldü,
    eğilip okşadı mübarek emaneti.
    sonra...
    sonra, malûm olmadı insanlara
    arhaveli ismail'in âkıbeti..."
    0 ...
  6. 29.
  7. Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışım.

    Polat Alemdar.
    3 ...
  8. 28.
  9. N’eylersin ölüm herkesin başında.
    Uyudun uyanmadın olacak.
    Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
    Bir namazlık saltanatın olacak.
    Taht misali o musalla taşında.

    -cahit sıtkı tarancı-
    2 ...
  10. 27.
  11. dize değil de bir röportajda en güzel tarifini, hele de kutsal kitaba uyan, (bkz: attila ilhan) yapmıştı:

    - elektrikler kesilecek.
    2 ...
  12. 26.
  13. Yahya kemal gemi demir almak falan.
    0 ...
  14. 25.
  15. "ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür."

    - anne frank
    0 ...
  16. 24.
  17. ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak
    hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum ölmek yasak.

    (bkz: atilla ilhan)
    0 ...
  18. 23.
  19. Ölümsüz aşklar var da
    ölmeyen aşık var mı?
    Güvenme gençliğine
    Ölen hep ihtiyar mı?

    Not:Ebru gündeş i sevmem ama şarkı çok anlamlı.
    1 ...
  20. 22.
  21. Biyerden duymuştum.. Ölümden değil de, o geldiğinde yeterince yaşayamamış olmaktan korkuyorum
    0 ...
  22. 21.
  23. hiçbir neşe yok
    hiçbir acı yok
    hiçbir tasa yok
    hiçbir şey yok
    .
    0 ...
  24. 20.
  25. Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım.
    (bkz: kinaye)
    6 ...
  26. 19.
  27. jack : öl'üm diye biri seni gormeye gelmis kaptan.
    lapaci : öl'üm mü? fransizlardan biri olmali herhalde.

    (bkz: mad jack the pirate)

    ''ölümden korktuğum falan yok. sadece o geldiğinde orada olmak istemiyorum.''

    (bkz: woody allen)
    2 ...
  28. 18.
  29. Ölümdür yaşanan tek başına
    Aşk iki kişiliktir.
    3 ...
  30. 17.
  31. hayattaki tek adil şey herkesin bir gün ölecek olmasıdır.
    0 ...
  32. 16.
  33. 15.
  34. gunlerden sonra bir gun
    sayet sesimi fark edemezsen
    ruzgarlarin, nehirlerin, kuslarin sesinden
    bil ki ölmüsüm
    fakat yine üzülme, müsterih ol
    kabirde böceklere ezberletirim güzelligini
    ve neden sonra
    tekrar duydugun gün sesimi gök kubbede
    hatırla ki mahser günüdür.
    ortalıga düsmüsüm seni arıyorum.

    cahit sıtkı tarancı
    0 ...
  35. 14.
  36. unutulurmu gökyüzü
    yitirirmiyim bu gülyüzü
    birer birer neyim kalırgeriye baksamda
    solarmıyım gündüz gece
    güneşim yoksa bu son hece
    birer birer neyim kalır geriye baksamda
    zehrilendi dudalarım
    çocukken nasıl ağlardım birer birer
    neyim kalır geriye baksamda

    ne kaldı bak ellerimde biliyorum gülüyorsun
    her adımım da derine ölüyorum.

    törpülenmiş tırnaklarım
    güçsüzdüm bende avlandım
    birer birer neyim kalır geriye baksamda
    herşeyim olmuş bilmece
    çözdükçe gördüm işkençe
    birer birr neyim kalır geriey bakasmd
    bir başıma kaldım şimdi
    nerde hata yaptım bilmemki
    birer birer neyime kalır geriye baksamda

    ne kaldı bak ellerimde biliyorum gülüyorsun
    her adımım da derine ölüyorum...
    0 ...
  37. 13.
  38. karlı dağlar olmasaydı
    laleleri solmasaydı
    Ölüö Allahın emri de
    Şu ayrılık olmasaydı.

    Süleyman çelebi. Sonradan bestelenmiştir.
    0 ...
  39. 12.
  40. 11.
  41. Gün Eksilmesin Penceremden

    Ne doğan güne hükmüm geçer,
    Ne halden anlayan bulunur;
    Ah aklımdan ölümüm geçer;
    Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

    Ve gönül Tanrısına der ki:
    - Pervam yok verdiğin elemden;
    Her mihnet kabulüm, yeter ki
    Gün eksilmesin penceremden!

    Cahit Sıtkı Tarancı
    1 ...
  42. 10.
  43. ölüm güzel şey budur, perde altından haber
    hiç güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber

    galiba ölüm deyince necip fazıl şiirlerinden daha iyi bir dize kaynağı olamaz.
    1 ...
  44. 9.
  45. Ne ki SEVDA: Hakka sevdalanmadıktan sonra..
    Ne ki GÖZYAŞI: Hak için olmadıkça..
    Ne ki HAYAT: Hakkı yaşamadıktan sonra
    Ne ki KAVGA: Hak yolunda olmayınca..
    Ne ki ÖLÜM: Şehadet vurmayınca..
    0 ...
  46. 8.
  47. dize değil ama, bazen 2 kelime yetiyor demek ki; (bkz: şeb i arus) *
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük