ölümü düşünmek

    1.
  1. mümkün mü ağlamasın annem
    Mezarımın başucunda
    Ben sesimi çıkarmıyayım
    Hayırsız bir evlat gibi
    Bir bulut uçsun da
    Ben başımı kaldırmıyayım
    Yağmur dindikten sonra
    Gezinmiyeyim caddelerde
    Ah, mümkün mü bir güzel kadın
    Geçsin de yanımdan
    Ben seyretmiyeyim
    içimi çekerek

    muzaffer tayyip uslu
    6 ...
  2. 33.
  3. herkes elbet bir gün öleceği için üzülmene gerek yok. zaten filmin sonu belli, önemli olan sağ kaldığımız süreyi nasıl yaşadığımız.
    5 ...
  4. 30.
  5. Ölümü düşününce günlük kaygıların aslında çok önemsiz olduğunu görüyor insan. Varlığının amacını sorgulayınca iş daha da anlaşılmaz hal alıyor. Sonuca varmak imkansız.
    4 ...
  6. 35.
  7. Aniden, istemsiz oluşan durum. Diyorum ki ulan ölücez bir gün de nasıl olacak acaba? Ölünce ne olacak? Bu düşünceler hafif korku, hafif üzüntü hafif de tedirginlik ile beynimi kemirip duruyor bazen.
    5 ...
  8. 7.
  9. bazen ne kadar ciddiye alıyoruz kendimizi şu yeryüzünde. Epi topu altı milyar insan neslinden sadece biriyiz. Bu ara geçirdiğim ameliyattan dolayı mıdır nedir, düşünür oldum ölümü sık sık. Yazar oldum oraya buraya ölümle ilgili düşündüklerimi.

    Şu andaki gibi değil de, tam da hayal ettiğim bir hayatı yaşadım. Mesela Che gibi devrim yaptım ülkemde. Eser bırakacağım ya, insanız öyle istiyoruz ya. Ülkemde özgürlüğün adı oldum. Yahut çok iyi bir yazardım. Öyle güzel bir kitap yazdım ki, akşam yatmadan önce bir kişi benim romanımı okudu: "Vay be, ne yazmış ama" dedi, ışığını kapattı, o kitabın kapağında benim ismim yazıyordu.

    Eh diyelim enstrumanlara küçüklüğümden beri yetenekliyim, herhangi bir senfoni orkestrasında çalmadım ne yazık. Şimdi benim konserim varmış bu akşam. Bir bestemi senfoniyle çalmışız, herkes beni ayakta alkışlamış, arabalarına binip evlerine gitmişler.

    Bir oğlum olmuş. Güney. SEvdiğim adam yanımda olmuş yıllarca. KOcamın da tıpkısıymış, Güney' i büyütürken kocamın şahit olamadığım çocukluğunu tekrar yaşamışım, tekrar tanık olmuşum sanki anılarına diyelim. Ölüyormuşum ben, oğlumla sevgilim başucumda benim son nefesime kadar beklemişler. O gün gömmüşler beni toprağa.

    Hayır arkadaş hayır. Şu anda ben ölüyor olsaydım, hala birileri içmeye gidiyor olurdu. Hala şu masanın üzerindeki kitaplar duruyor oluyordu. Mutfaktaki demlik hala kaynıyor olurdu. Şu fincan hala masanın üzerinde duruyor olurdu. Annem diğer odada hala televizyon izliyor olurdu. Şefimin elinde dosyalar hala birilerine yapması gereken işleri söylüyor olurdu. Sokaktan çocuk sesleri hala geliyor olurdu.

    O kadar yalnız başımızayız ki aslında?

    o kadar teksin ki.

    BÜyütme kendini çocuk.

    Dünyayı çalkalasan da, kocanın biriciği olsan da, akademik kariyenin en tepesine çıksan da, sen ölürken derin yalnızlığın da beraberinde olacak.

    Büyütme kendini.
    5 ...
  10. 28.
  11. Bir zaman sonra alışıyorsunuz. doğru ve gerçekler vardır. hangi açıdan bakarsanız ölüm var. ister buna dini açıdan, ister biyolojik açıdan bakın. gerçeği kabul edince daha rahat ediyorsunuz. hatta yakınlarınızı kaybedeceğinizi bile kabulleniyorsunuz. onuj için mutlu olmaya çalışın.
    3 ...
  12. 36.
  13. Ölümle burun buruna geldiğin anlarda üzer...
    4 ...
  14. 31.
  15. ygsye dokuz buçuk saat kala yaptığım eylem.
    2 ...
  16. 21.
  17. ben varken ölüm yok ölüm geldiğinde de ben yokum.

    (bkz: lucretius)
    2 ...
  18. 6.
  19. insanın bir başladığında bir daha kendini alıkoyamadığı eylem. mutluluğun* doruklarındayken bile ansızın çıkıp gelebilen. gökkuşağını seyrederken de, yıldızlara bakarken de yapılabilen. biraz garip, insanı boşluğa sürükleyen şey..
    her insanın arada bir yapması gerekir bunu.
    ölüm işte, ölüm. ne denilebilir ki..
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük