Gılgamış, ölümsüzlüğü arayan lk ölümlü. M.Ö. 2800'lerde Mezopotamya’daki Uruk kentinde hüküm sürmüş, destanıda var; Gılgamış Destanı, tarihteki ilk yazılı destan, kil tabletlere yazılmıştır.
Destanda, Uruk Kralı Gılgamış'ın, yakın dostu Enkidu'nun ölümünü kabullenemediği bu sebeple ölümsüzlüğün sırrını aramaya çıktığı anlatılır;. gılgamış Ölümsüzlüğün sırrına, Ut-Napiştim’deki bilgi ile ulaşabileceğini öğrenir.
Gılgamış sonunda bilge Ut-Napiştim’e ulaşır ve ölümsüzlük otunun yerini öğrenir. Gılgamış ölümsüzlük otunu bulur ancak bir yılan otu çalar ve yer. Büyük hayal kırıklığı içindeki Gılgamış, ölümsüzlük şansını ebediyen yitirmiş olarak ülkesine geri döner.
Birileri türkünü söylüyor, şiirini okuyor, filmini izliyor, adını verdiğin sokakta yaşıyor, ismini taşıyan okulda okuyor; hatta ve hatta kurduğun ülkede yaşıyor diye sen ölümsüz mü oluyorsun?
Kemiklerinin bile hangi topraklarda gömüleceğine karar veremiyor canlıyken milyonları peşine takmış insanlar.
Ama ölümsüz oluyor şimdi öyle mi?
Başkalarının gözünde ölümsüz olmanın hiçbir kıymeti yoktur ölü nazarında.
Ölümsüzlük yaşamaktır ya. Ve yaşamak bütün acılara rağmen öyle güzeldir ki, son nefesini verirken herkes bir şansı daha olsun ister.
Bu şans ismini bırakmak için süre istemek değil daha uzun yaşamak için bir şeyler yapmak için istenir.
Çünkü yaşamak ya, yemek içmek su entryi yazmak var olmak ya.
Ruhun bir bedene sahip olması. Filmlerde bile bütün ruhların ortak amacıdır canlı kanlı bir bedene sahip olmak.
Ölümsüzlük ruh ile beden ile sonsuza kadar yaşamak demektir.
Belirli bir yaştan sonra yaşamak işkence olur diye düşünüyorum.
Bir de sonsuza dek ne konuşacak insan ya da ne bilim bıkar yahu insan ve hayvan görmekten.
ileri görüşlü olmak lazım.
Bu ölüm- ölümsüzlük mevzusunu insanlar niye anlamıyorlar işte ben de onu hiç anlamam; ya hu kardeşim hangimiz ölecekmişiz gibi hissederiz.hiç bir zaman hissetmeyiz çünkü zaten ölmeyeceğiz.ölen gövdemiz.ölen elbisemiz. biz gövde değiliz .biz halihazırda gövdemizin içindeyken kendimizin içerdeki olduğunu bilelim öylece kabul edelim içerdekini iyice büyütelim ki yarın gövdemiz olmadığında karanlığa,bilinmezliğe gömülmeyelim.
Kısacası hayatı kesemezsin o bir bütündür. gövdenle yaşarken de aynı hayattan yaşıyorsun.gövden yok iken de aynı hayattan yaşıyorsun.
Gövde ölüyor.ölen hayat değil!
rockefeller adındaki şeref yoksunu zengin puştun tüm organlarını değiştirerek denedikleri ama sonunda başarısız oldukları, insan oğlunun var oluş sebebinden sonra üstünde en çok araştırma yaptığı, mit ürettiği olgu.
Her canlının içten içe umud ettiği, istediği haldir. Dünyaya olan bağlılık ve hayatın ne kadar zor olursa olsun yaşama arzusunun baskınlığı, yok olma korkusu insanları sonsuzluğa, ölümsüzlüğe itiyor.
Ölümü kimler gömmüş hangileri ölümsüzlük şifrelerini çözmüş
Lan bırakın nedir bu martavallar
Kendi anahtarını bulamamışlar
Senin kilitli kapını söyle nasıl açabilirler
Onlar açamazlar
Oysa ölümü bilmiyorsun ölümü bilen yaşama zerre tenezzül etmez
Ölümü bilen hiç gelir mi Rabbini bilmezlikten
Onlar evrim dediler bu yaptıklarımız devrim dediler
Ah zekâsına kedi işeyesi nefer her şey kader
Bu imtihan bir seferlik bedenin kâğıt kalemin amel
Sana kâfi geleceğini sandığın iki bilekti oysa hayat tek biletti
Hakkını veremezsen bilet yanardı biterdi
Kiminin durumu şeytandan beterdi
Ab'ı hayat içtim sandı içtiği eterdi
Gelecek bilimci Dr. Ian Pearson'a göre, 2050 yılı itibarıyla bilincimiz bilgisayar sistemlerine aktarılabilecek. Böylece insanlar yaşamını sanal ortamda sürdürecek.
evrenin başlangıcına dair herhangi bir bilgiden daha değerli olan bilgi. bir bilim insanının karşısına biri ölümsüzlüğün diğeri ise evrenin başlangıcını içeren iki bilgi koyun ve bunlardan yalnızca birini seçebileceğini söyleyin. tercihi yüzde yüz ölümsüzlüğün bilgisine erişmek olacaktır. eğer ölümsüzlüğün bilgisine erişebilirse evrenin başlangıcına dair herhangi bir bilgiyi edinme ihtimali daha da artacaktır.
bunu şuna benzetebiliriz:
zengin bir insan gelecek kaygısı olmadığından ötürü bütün gün felsefi düşüncelerde boğulabilir. bu yine insanların kurduğu sistemden ötürü böyledir ve bu insan için önündeki en büyük engellerden biri olan para konusu hallolmuştur. burada asıl ve henüz büyük ölçüde müdahale edemeyip kontrol altına alamadığımız sıkıntı ise tamamen zamandır. bilim insanı zaman ihtiyaç duymak ister ve aslında içten içe bunu kabul etse de etmese de içerisinde bir bencillik yatar. ölümsüzlük veya ölümsüzlüğe olabildiğince yakınsama tüm fenomenlerin çözümü için birer araçtır der ancak bunu yine kendisi bulmak ve o ana tanıklık etmek ister. bilim insanının buradaki düşüncesi her ne olursa olsun, ölümsüzlüğe bireyin değil de insanlığın penceresinden bakarsanız bu size zaten gerekli olan bilgidir. insanlık ölümsüzlüğün bilgisine ulaşmadan yok olursa bu oldukça kötü olurdu herhalde. insanların ölümlü yapılar olması onların henüz fazlasıyla primitif yapılar olduğunun göstergesidir.