evet gerçekten önünüzdeki tercihleri gördükten sonra acaba anlamı olmayan bir ölümsüzlüktense anlamı olan bir ölüm olmak daha doğrudur diyebilirsiniz!
canlılarda ölümsüz olmanın ana anahtarı hücrelerin bölünüp kendini yaşlandırmadan çoğalabilmesiyle olabilmektedir. peki bunu bir anlık yapabildiğinizi farzedin. vücudunuzun her dokusundaki hücreler bölünerek yaşlanmadan sağlıklı bir şekilde çoğalabilsinler. o zaman beyini nasıl halledeceksiniz. beyin bölünme özelliğine sahip değildir. eğer sahip olursa kodlama olmayacaktır. beyindeki sinir hücrelerin kodlanışı şöyle olur. mesela 'ali ayşeyi seviyor' gibisinden hücrede bir kodlama olsun. Beyindeki hücreler bunu saklayacaklardır depolarında ancak bu hücreler bölünmediği için giderek yaşlanacak ve miladını dolduracaktır. birde bir anlığına bu hücrelerin bölünebildiğini varsayalım. bu kodlarda anında 'ali' olacak peki ali derken hangi ali? gibisinden bir grup sonra ayşe diye farklı gibisinden farklı bir kodlama olacak. ( ayşe hangi ayşe nasıl bir ayşe hiçbir anlam taşımayacak) sonra seviyor kelimesinin kodu farklı bir hücrede olacak. sevmek ? oda ne demek? kimi sevmek neyi sevmek!?
şimdi böyle bir şeyin olduğunu varsayarsak ölümsüzlüğü ele geçirmiş oluyoruz teorik olarak. ancak hayatı yaşadığımıza dair bir bilinç yok. bir farkındalık yok. bizi doğuran anneye karşı bir sevgi, bir özlem yok. hayatta hiç bir şeyin anlamı yok. sadece ot gibi hayatımıza devam edeceğiz ancak devam ettiğimizin farkında olmadan.
şimdi böyle bir yaşayışı benimseyerek yaşamak ve ölümsüzleşmek isteyen kaç kişi var. hayatımıza anlam katan, bize biz olduğumuzu hatırlatan her şeyin yok olduğu hazzın , acının , sevginin, merhametin, öfkenin, vicdanın, korkunun olmadığı bir beyni bir bünyeyi ne yapacaksınız.sadece ot gibi güneşe dönecek ama güneşin güneş olduğunun bile farkında olmadığınız bir güneş!
tüm bunlardan sonra ölümsüz olmayı isteyen kaç kişi var. ya da isteyerek ot olmak isteyen kaç bitki var!... **
istiyor muyuz ki de bu soruyu bir de gerçektenli önümüze getiriyorsunuz.
Kolay mı ölümsüz olmak. Bir sürü ölüm, bir süsü savaş, bir sürü yıkım hepsi hepsinin şahidi sizsiniz. Defalarca kandırılan, defalarca üzülen, defalarca kazık yiyen yine sizsiniz. Defalarca aşık olmayı kaç insan ister ki ? Hemde onun öleceğini bilip kendisinin geride kalacağına şüphesi yokken.
Sadece aşk mı ? Hayır değil. Sevemez insan ya. dost yapamaz kendine arkadaş edinemez. Etrafındaki fanilere kıskanarak, imrenerek, özenerek bakar. istese de istemese de atamaz bunu zihninden. O kadar çok hayatına giren olmuştur ki yüzler ve o yüzlere ait isimleri unutur artık. Hatta ve hatta zamanla kendisinin de içinde olduğu iyi kötü anıları, hatıraları unutur.
insan yediklerinden bile sıkılır zamanla. Of yine mi fasülye der. Belki o fasülyeyi 1 yıl önce yemiştir. ama 500 yıldır yaşayan insanın fasülye veya bilimum yiyecekle arasındaki ilişkiyi bir düşünsenize.
Bizler gibi 90'ların şarkılarını dinleyince mutlu olmayacaktır o kişi. Çünkü onun için hep geçmiştir. Bir adım ileri bir adım geri yoktur. insan gençliğini veya çocukluğunu hatırlayacaktır o şarkılarda. Kendisini bulacaktır. Ama ölümsüz kişimiz 5-10 kuşağın geçmişini, tarihini bünyesinde bulundurabilecektir.
Mesela yağlı şeyler yemek kasmaz onu ya da şekerli adam biliyorken ölmeyeceğini neden yemesin. Bir hayat temposu bile olmayacaktır. En acısıdır ki yaşamasının bir amacı yoktur. ölmeyecektir. Sınanmayacaktır. Ödülü veya cezası yoktur hayatının. üniversite okurken makara olsun diye öss girmek gibi birşeydir onun için hayat.
Ne kadar yazarsak yazalım buraya, En önemlisi ölümlerdir. Gidişler. bırakılışlar. kalışlar...
Sizi sevenlerden ve sevdiklerinizden vakitsiz ayrılmamanız ve vakitsiz gidenlere şahit olmamanız dileklerimle...
Ölümsüz olmak o kadar değil de benim şu huylanma şeyimin geçmesini istiyorum derhal. Yeri geliyor kendim bile dokunamıyorum vücuduma ya var mı böyle bişey. Bide çabuk ve durduk yere sinirlenmelerim de geçsin artık. Çıldırıcam yoksa.
eğer hep 20' li 30' lu yaşlarda
olunacaksa istenebilir.
ancak bunun 70' i var, 80' i var.
hastalıkların kapıyı çalması var,
buruş buruş olmak var, iki büklüm
olmak var. yani kapıya yaklaştırılmayacak
çok şey var.
bu durumda herhalde istemiyor
olmamız gerekir.
Gerçekten merak ettiğim sorudur sevgili yazarlarımıza soruyorum.
"Bu dünyada" Ölümsüz olmayı gerçekten istiyor musunuz?
Onca savaş,kavga, insanların size ve kendilerine zarar veren hırsları ve daha fazlası içinde ölümsüz olmak istiyor musunuz?
sonsuz hayat değil sonsuz gençliktir berada istenen. Bu detayı atlayıp da sonsuz hayat isterseniz sonra sakata gelip yüzyıllar boyu şöyle dolaşmayın https://galeri.uludagsozluk.com/r/1418736/+
Sağlıklı, dinç ve enerjik olacaksak, neden olmasın dedirten sorudur.
Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki, ancak ölümsüz olabilirsem yetiştirebilirim sanki...
Her daim genç kalacaksak evet, yok yaşlanarak olacaksa bu süreç, birinci gün yatak, ikinci gün toprak pilis!