küçükken kütüphanede bir kitap okumuştum. ölümsüzlüğe erişmek için tek çare olan ağaçtan kopardığı yaprakları nehire düşüren adam. ne çok üzülmüştüm o yapraklar düştü diye ve ne çok kızmıştım o adama dikkatsiz diye.
bencillik olabilir bu düşüncelerim. ancak ölümsüz olmayı gerçekten isterdim sözlük. ölümsüz olsaydım eğer, yaptığım herşey daha anlamlı olacaktı gibime geliyor. kısacık hayatımızda yapmış olduğumuz kısa vadeli saçma işler yerine, çok daha anlamlı hadiselere imza atıp dünya'nın daha iyi bir yer olmasını sağlayabilirdik belkide. fakat kısacık hayatımızda kim takar tüm dünya'yı. hele kendi hayatımı düzene sokayımda önce, zaman kalırsa bir kahve molasından sonra bakarız o işe.
olması sadece filmlerde yada oyunlarda mümkün olduğu görülen ve gerçek hayatta çoğu insanın bilinçsiz bir şekilde istediği bir durumdur. yalnız unutulmaması gerekn bir durum bulunmaktadır insan psikolejisi, beyni de belli bir yere kadar dayanabilir. ölümsüzlük kavramı gerçek olmuş olsaydı dünyada yaşanan ve yaşanmaya devam eden iğrençlikleri, savaşları, kaosu, yalnızlığı hatta bunlara dayanamayıp çıldırmaları ve delirmeleride hesaba katması gereken durumdur. salim bir kafayla, aklı yerinde olarak o hayatı yaşamadıktan sonra ben o ölümsüzlüğün dedirten durumdur aynı zamanda.