“Burada modern savaşa sebeb daha önceki savaşlarda da görülen müeessirlerin hepsini değil, yalnızca nükleer savaşla ilgili tek bir rûhî meseleyi ele alacağım. Daha önceki savaşların ardında yatan sebeb ne olursa olsun, bunlar -saldırıya karşı savunma, ekonomik çıkarlar, kurtuluş, şan, bir hayat tarzının sürdürülmesi,- nükleer savaş için geçerli olamazlar. insanın, ülkesindeki bütün insanların -en azından yarısının- birkaç saat içinde kül olup gittiği, bütün kültür merkezlerinin yıkıldığı, geride sağ kalanların ölenlere gıbta edeceği barbarca (...) bir savaştan sonra, savunmanın da, çıkarların da, kurtuluşun da, şânın da hiçbir anlamı kalmaz.”
“...insanlardan çoğunun şuurlu olmasalar da şahsî hayatlarında çok derin bir biçimde huzursuz olmalarıdır. Toplum içinde yükselmek için hiç durmadan savaşmak, hep başarısızlık korkusu içinde yaşamak, sıradan bir insanda kendisini ve tümüyle dünyayı bekleyen tehlikeleri unutturacak sürekli bir huzursuzluk ve gerginlik meydana getirir. ...”
fromm:
hayat, mahiyeti ve yapısı gereği, bir gelişmedir; bu sebeble sıkı bir denetim altında olamaz veya önceden belirlenemez. hayat alanında ancak sevgi, uyarma, örnek gibi hayat güçleriyle etki sağlanabilir. hayat ancak tek tek örnekleriyle, bir fertte, bir kuşta, bir çiçekte idrak edilebilir. “kitlelerin hayatı” diye tek bir vahit belirten blr hayat yoktur.
günümüzde hayata yaklaşışımız gittikçe mekanikleşmektedir. başlıca amacımız nesne üretmektir; bu nesnelere tapma süreci içinde kendimizi de mala dönüştürmekteyiz. insanlar sayılar gibi fonksiyon görmektedirler...
Geçen yüzyılda Fromm tarafından yapılmış bu tenkidlerin ne kadar da esaslı olduğu belli değil mi:
“...insanlardan çoğunun şuurlu olmasalar da şahsî hayatlarında çok derin bir biçimde huzursuz olmalarıdır. toplum içinde yükselmek için hiç durmadan savaşmak, hep başarısızlık korkusu içinde yaşamak, sıradan bir insanda kendisini ve tümüyle dünyayı bekleyen tehlikeleri unutturacak sürekli bir huzursuzluk ve gerginlik meydana getirir.” ..