işid veyahut herhangi bir şer odağının ölümlerdeki hedef seçimleri bunun üzerine desem abartmış olmam heralde.
suruç, ankara garı, beşiktaş ve adını saymayacağım onlarca saldırıda görünenin aksine sadece hedef kitleye zarar vermenin dışında toplum refleksleri üzerinde deneyler yapıldığını düşünüyorum.
askeri ve polis birliklerine yapılan saldırıları bunlardan dışarıda tutarak kitlelere karşı girişilen saldırılarda saldırıyı lanetlemek veyahut sessiz kalmayı seçmek topluma uygulanan gayrı nizami harbin bir örneğidir.
birkaç gün önce aynı ölüme üzülenlerin birkaç gün sorasında gerçekleşen saldırıda ölenlerin ve öldürenlerin kimliğine göre tavır takınması buna en bariz örneklerdendir.
bu suriye, ırak gibi şu an savaş alanı olan bölgelerde daha evvel test edilmiş bir yöntemdir. sunni camii bombalandığında ses çıkarmayan şii toplum ile şii mescidine yapılan saldırıda susan toplum bugünün ırak ve suriyesine giden olda toplumu hazırlamanın en bariz örneklerindendi.
bugün türk milleti üzerinde aynı oyun oynandığından zerre şüphem yoktur.
-karşı taraf bakalım kınayacak mı?
-onların teröristi
-al işte kendi başına gelince anladın mı
-zamanında onlar şu olaya tepki göstermemişti.
bu saydıklarıma benzer yüzlerce tepkiyi son üç yılda fazlası ile duydum. bu en tehlikeli söylemlerden biridir aslında. olayın bu kısmına siyasi liderlerin hassas yaklaşmaması sonucu arkalarından sürüklenen milyonlarda aynı tavırı takınmaya devam etmektedir.
ölülere üzülme noktasında bile benzer bir durum söz konusu.
şehitleri bile sınıflandıran bir düzen söz konusu.
toplum bundan sıyrılmadığı sürece her türlü saldırıya karşı açık haldedir.
tam kenetlenildiği düşünüldüğü anda toplumun belli bir kesimini hedef alan saldırı yapılır ve o bir gün önce aynı olaya üzülenler tamamen farklı bir ruh haline bürünürler.
son olarak, beraber yaşamak ve beraber üzülmek kavramlarının içi boşaldıkça o hepimizin en büyük dayanağı olan en zor zamanda birlik olma durumu zayıfar ve bu bizi en açık hedef haline getirir.
ulan nasıl kutuplaşmayalım, adamlar izlemediği video için montaj diyor. hayatınızda kaç tane yanan insan gördünüz de buna kanaat getirdiniz?
hepsini geçtim en başta askerimize iftiralar edildi, tabi tutmadı.
benim askerime küfredilirse bende mantık diye bir şey kalmaz.
avel olduklarından dolayı sırasıyla sürekli aynı başlığı açıyorlar.
bunlara inanan zaten bunlar gibi aptaldır. böyle dostlarım olacağına akıllı düşmanım olsun daha iyidir. alsınlar 15 temmuz'da tayyip için ölen ahmaklarını götlerine soksunlar, bize gerçek vatan için canını verenler yeter.
sikerim birliğini de beraberliğini de kalsın.
heh işte bu şekilde ölümler üzerinden kendi ülkesinin vatandaşını bile ötekileştirenler yine patlama olunca avrupa terörü kınamadı diye ağlarlar. ulan ülkenin bakanı patlama olduğunda düğünlere koşar, köprülerde göbek atarlar, kendi vatandaşının ölümüne üzülmez hatta hakaret edeler. siz nasıl bi kaypaksınız ?
ölümleri durdurmak için kimse kılını kıpırdatmazsa ve sorumlu oldukları halde belirli bir kesim arkalarında durmaya devam ederse, sorumluları koruyup kollayanlarla sorumlulardan hesap sormak isteyenler kaçınılmaz olarak karşı karşıya gelecekler eninde sonunda.
Tam da olmaması gereken şey.
Ölen bizim insanımız, ölen bir insan herşeyden önce.
insanların hayatlarına, inançlarına, yaşam tarzlarına saygı duymamız gerekiyor.