kalbiniz durur, beyniniz durur kısacası ölürsünüz fakat doktorlar üzerinize cullanır, sizi tekrar hayata döndürmek için ellerinden geleni yaparlar. bazen bu hayata döndürme sürei yarım saat bile sürebilir ve sonunda bir anda nees almaya başlarsınız. işte bu durumda siz ölüme yakın bir deneyim yaşamış olursunuz. ölüp tekrar hayata dönen herkes bu deneyimi yaşar ve bu deneyimi yaşayan kişilerde genellikle kişilik değişmesi olur, çok daha fazla sevgi dolu olurlar, kendilerini hayata adadıkları gibi artık ölümden korkmazlar.
Ölüme Yakın Deneyimler (ÖYD ya da NDE - Near Death Experience) tıbbi anlamda kalbi durup daha sonra tekrar hayata dönen insanların geçirdiği tecrübelere verilen isimdir.
Ölüme yakın deneyimler, özellikle insanoğlunun "ölümden sonraki hayat" konusuna karşı duyduğu merak sebebiyle ilgi çekici olaylar olmuştur. Gerçek deneyimlerle spekülasyon ve şehir efsaneleri çoğu yerde birbirine karışmış olmakla beraber, gelişen tıp ve teknolojinin de yardımı ile konu üzerinde bilimsel araştırmalar da yapılmaktadır. Dr. Raymond Moody ve Dr. Kenneth Ring, ölüme yakın deneyimler alanında çalışmış önemli isimler olarak görülür. Ayrıca International Association for Near-Death Studies (IANDS, Uluslararası yakın ölüm çalışmaları topluluğu) isimli bir örgüt, bu deneyimi yaşamış insanları bir araya getirmek ve bilimsel araştırmaları destekleyici güvenilir bilgiler bulmak gibi bir misyon ile gerçekleşmiş olaylar üzerinde araştırmalar yapmaktadır.
Bazı bilinen deneyimler
17 Eylül 1975'te Dannion Brinkley'in yaşadığı deneyim meşhurdur. Kendisi telefonla konuşurken, düşen bir şimşeğin telefon kablosundan geçerek kulağından tüm bedenine ve sonra ayağına kadar inmesi sırasında kalbi durmuştur. Kalbi durduktan sonra hastaneye kaldırılan Brinkley kurtarılamamış ve morga kaldırılmıştır. Morgda bir anda hayata dönen Brinkley klinik olarak tam 28 dakika ölü kalmıştır.
Dannion, Saved by the Light ("Işık tarafından Kurtarıldı") isimli kitabında kendisi yaşadığı deneyimi anlatmış, Hollywood tarafından yaşadığı deneyim Saved by the Light ismiyle sinemaya uyarlanmıştır. Kendisi birçok yerde konferanslar düzenlemekte ve insanlara ölümün bir son olmadığını ve ölümden korkulmaması gerektiğini anlatmaktadır.
20 Mayıs 2009'da Batman'da 54 yaşındaki Hasan Altun' un kalbi hastanede 25 dakika süreyle durdu. Doktorların bildirmesiyle hastanedeki yakınları gözyaşlarını tutamadı. Aradan geçen 25 dakika içinde takılan geçici pille Altun yeniden yaşama döndürüldü. Doktor Tuncer Toklu, “Hastanın tıkalı damarı için anjiyo yaptıktan sonra, birden cihazın şeridi düz oldu. Şoklarda kendine gelmeyince, kalbine geçici pil takarak çalıştırıldı. Tüm doktorlarımız seferber olmuştu. Hasta yakınlarına öldü haberini verdikten sonra mucize bir şekilde hasta nefes alıp-vermeye başladı” dedi. Hastanede 25 dakika kadar kalbi durduktan sonra yeniden yaşama dönen Hasan Altun, hiç bir şey hatırlamadığını söyledi. Altun, kendisine müdahale edildiği ana kadar bilincinin açık olduğunu, daha sonrasını ise hatırlamadığını belirtti. Kendine gelir gelmez başındaki doktordan sigara istediğini söyleyen Altun, "Kendimden geçtikten sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde başımda bekleyen doktordan sigara istedim. Doktor kızdı ve bir daha kesinlikle sigara içmemem gerektiğini söyledi. Doktorun önerisini uygulayıp, bundan sonra sigara içmeyeceğim" dedi.
Elizabeth Taylor geçirdiği bir ameliyat sırasında tıbbi anlamda 5 dakika ölü kalmıştır. CNN'de yayınlanan Larry King Live isimli programda kendisi yaşadıklarını şöyle anlatmıştır:
"Michael Todd'un (uçak kazasında kaybettiği 3. eşi) ruhuyla karşılaştım. Ben de onunla burada kalmak istediğimi söyledim, fakat o bana dünyaya geri dönmem gerektiğini ve daha vaktimin gelmediğini söyledi. Onun aşkı ve sevgisi beni tekrar yaşama döndürdü."
kabaca bir süre ölme ve sonra hayata dönme deneyimidir. deneyimler çok benzer olabildiği gibi farklı olanları da var. hala sırrını korumakta olan bir konu. kimi bilimadamları, ölüme yakın deneyimde yaşananların beynin oksijensiz kalması nedeniyle vücudun yaşadığı şok anında görünen halüsinasyonlar olduğunu söylerken; kimi bilimadamları da beynin tamamen fonksiyonunun durduğu anda bile bu deneyimlerin yaşandığını ve bu nedenle ölüme yakın deneyimin gerçek olduğunu savunmakta.
bir kere bilgisayarın hoparlörü bozulmuştu. harici hoparlör tabi. bende tamir edeceğim diye kabloları bazı yerlerinden kesip birleştiriyordum. tabi fişi de takıp çıkarıyorum bu arada. böyle devam ederken fişi takıp çıkarmayı unutmuşum. akıma kapıldım. iki saniye kadar titredim. oda da abim ve arkadaşım vardı. onlarla muhabbet ediyor. birşeyler anlatıyordum. en son bunları hatırlıyorum işte. sonra titriyordum. arkadaş beni tutup çelmeye çalışmış. onu da çarpmış elektrik. sonra nasıl olduysa bıraktı bizi kurtulduk.
işte böyle ölüme yakın bi deneyimim oldu. artık tamir sırasında fişi hiç takmıyorum.
ölüme en yakın deneyim, ölümü ensesinde hissetmek, kalbin durması değil, patlayacak zannettiren hızda çarpmasıdır bazen. saçlarında merminin rüzgarını hissetmektir kimi zaman. kimi zaman da, camları boncuk boncuk üzerine püskürten bir patlamanın ardından, sağır sessizliğin yankılanan çığlığıdır kulaklarda. jilet gibi buz kesmiş bir dağ patikasında, sağ tarafta sislerle örtülü bir uçurum ve soldaki tepelerde yankılanan kurt sesleridir. ölüme en yakın deneyim, belki saatler önce geçtiğiniz yoldan geçen bir başkalarının, mayın patlamasıyla öldüğünü öğrenmektir. beyninizi haşlayan sıcakta, hissettiğiniz tek serinlik ensenizdeki namluyken, gözleriniz bağlanmadan önce, köşe başındaki evin, kapalı perdelerinin arasından size acıyarak bakan bir çocuk yüzü görmektir belkide. ölüme en yakın deneyim, ölmek değil ölümü hissetmektir zannımca.
kendinizi yerde gördüğünüz zaman bu deneyimlerden biridir. rüya gibidir, hatta kendinizi rüyada zannedersin. kımıldamak istersin, kımıldayamazsın. konuşmak istersin, konuşamazsın. sadece duyarsın. yaptıklarınız aklına gelir, yaşadıkların, söylediklerin... güldüren, ağlatan zamanlar... ve hayatında belki de ilk kez ve son kez keşke dersin... keşke... eğer bu adam geri dönerse o zamana kadar var olan kibirinden hiçbir eser kalmayacaktır. ne de olsa ölüm var...
ihsan Kalkavan adlı armatörün çok çarpıcı bir şekilde yaşadığı hadisedir. ibrahim Kapaklıkaya, ölümün ötesinde ne var isimli kitabında yer vermiş.
şuradan da izlenebilir: https://www.youtube.com/watch?v=iJGJpeaBf-s