crazy dance denen tırt lunapark aletinin iki kişilik yerine tek başıma oturduğum andır. sağa sola geriye arkaya dönerken platformun da aynı anda dönmesiyle bir ara ben yerimden zıpladım, zaten oturduğum yerde bir sağa bir sola çarpıyordum, az kalsın aletin içinden fırlayarak 100 km hızla bir yere savrulacaktım. tabi bu aletin bir de ankara cepa nın önünde kurulduğunu söylemeliyim. eskişehir-ankara yolunun dibi yani.
aslında genius seviyesinde bir çocuktum fakat; elimdeki makasla (tutma yerleride demir) elektrik prizini kurcalamam. var gücümle o makası o priz deliğine bastırmam. ve hala yaşıyor olmam. gerçek bir mucize ve ölümle dans. priz topraklı falan değildi bu arada.
bir diğer elektrik ile olan imtihanım ise şudur ki; gerçekten akıllara zarardır. minicik bir devre (hani ilk okullarda aptal saptal ödev verirlerdi ya hani; pil, bakır tel ve ampul ile dandik bir devre yaparsın) ampulunü akrobat lamba'nın ampul yerine sokmaya çalışmam ve ardından, tir tir tir titremem. ve sonrasında kalbimin deli gibi atması. ve yine hala yaşıyor olmam.
çocukluk işte yapıyor insan. sürekli keşfetme peşindeydim. eh şimdide 27 yaşımdayım ve artık merak ettiklerimi tatbik ederek değil. daha çok kitap okuyarak öğreniyorum. daha güvenli oluyor.
3. sınıfa geçtiğimde otelin havuzundaki tabelada "çocuk havuzu" yazmasını cesaret alarak yüzme bilmeyen halimle atladım ve havuzun derinliği 1.70'miş. nasıl çocuk havuzuysa artık, neyse. o korkuyla ne sudan çıkabildim ne de batabildim. en son, her zaman söylenen o ışığı gördüm. harbiden çok parlaktı. onun ardından kurtulduğum kısmı hatırlayamıyorum.
bu sene sömestr tatilinde ankara-izmir yolunda(tam olarak afyon-uşak arasında) başıma gelen bir olay fazlasıyla hissettirmişti o an ölümü. yol buzluydu ve arabamız sağa sola savrulmaya başlamıştı. bir yanımızda bariyerler, bir yanımızda kamyon. kamyonun şoförü durumu fark etti, hızlanmaya çalıştı yolu serbestlemek için ama bu sefer üzerimize gelen buzlar durumu daha da kötüleştirdi. kurtuluş yok, öyle savrulan bir arabanın çarpmadan kurtarması neredeyse imkansız ve hangi tarafa çarparsa o taraftaki biri gidecek! hayatımda o kadar yoğun biçimde hissetmemiştim o duyguyu. verilmiş sadakayla bile açıklanamayacak bir durumdan kazasız belasız kurtulmuştuk sonunda. fakat boşalan sinirlerim sayesinde bir kaç saat boyunca titremelerim devam etmişti.