sen doğmadan önceki 13 milyar yıl içinde olup bitenler neyse benzerleri olup bitmeye devam edecek. senin yine bir boktan haberin olmayacak.
insanların hayatlarını yok olup gitme fikrinden fena tırsacak kadar önemsemeleri ne garip! hayır, insanların kahir ekseriyeti o kadar anlamsız kişilikler ki hepten komik oluyorlar... kendini pek anlamlı sananların da -haklı bile olsalar- ne düşündüklerinin bir anlamı yok; sonuç aynı...
yahu senin şu "muhteşem, yok olması düşünülemez, yok olursa evren için büyük kayıp"(!) sandığın sefil varlığın olmadan 13 milyar yıl geçti, alooo! "ben yokken nasıl oldu?" diye dert etmiyorsun da "yok olursam nasıl olur? çok korkunç! illa ahiret isterim" diye neden dert ediyorsun?
Ölüm de yemek yemek kadar normal olduğu için hiçbir şey olmayacak. Sonrası ise benim iradem de değil oda belli. Sırf bunun için din olgusu oluşturulmuş lakin o da saçma. Benim mantığıma göre tanrı için biz vücudumuzdaki hücreler gibiyiz. Katrilyon kadar hücre ölüyor bölünüyor çoğalıyor biz bunun farkına bile var mıyoruz. Tanrı için de böyle çokta umrunda değiliz.
kimse, hiç kimse ne olacağını bilemez. ister ahiret deyin, ister reenkarnasyon, ister yok oluş, ister bir emerjiye dönüşme. kim ölmüş gelmiş de size anlatmış? ölümden sonra ne olacağıyla ilgili bilgiler hiç bir kanıta dayanmıyor. yalnızca mantık çerçevenize uyan tahminler. ölmeyi az beklemeniz gerek.
mesela az önce bir sivrisinek öldürdüm, belki de afrikada bir bebek olarak yeniden doğmuştur? belki de ölünün körü olmuştur?
Pek ilgilenmiyorum açıkçası, elimden geldigi kadar iyi bi müslüman olmaya çalışıyorum, ne uygun görülürse o olacak
Tek kafama takilan nokta şu; şart mı bu aq pamuğunu tıkamak???
Büyük ihtimalle off düğmesine basılıp ekran kararacak...
Fakat binlerce yıldır söylenildiği gibi melekler falan gelse inanılmaz heyecanlı olur.
Tuhaf geliyor ama toprağa karışıp gideceğiz, atomlarımız da bizden öncekilerden aldığımız gibi bizden sonraki bir şeye gidecek.
kocaman bir bilinmezlik. semavi dinlere göre cennet ya da cehenneme gidiliyor. cenneti şimdilik boşverin de, islam dininde tasvir edilen cehennem olayı ya gerçek ise ve cehenneme gidilecekse? sonsuz ıstırapla cezalandırılmak korkunçtur, bir filmin sonundaki gibi ekran kararır ve bu acı biter gibi bir algı var sanırım insanlarda. zira islam dinini seçmiş olup, bu sonsuz cezalandırmaya vakıf olamamıştır hepsi.
bir düşünün, kısacık bir hayatta yaptıklarınızın bedeli olarak sonsuz; 100 yıl değil, 1000 yıl değil, bitmek bilmeyen bir acı, dayanılacak gibi değil.
şimdi tam da burada bu bilinmezlik kavramı daha da korkunçlaşıyor. ya inanılan din değil de bir diğeri gerçek ise ve bunu sadece öldüğümüzde fark edersek? bak şu işe, cehenneme gittik. pekala, o halde o ihtimal verdiğimiz dini seçtik ve ölünce fark ettik ki o da değil, bu sefer de bir diğeri gerçekse ve sonsuz acı ile cezalandırılırsak?
cehennem kavramını esas aldığımızda böylesine beyin yakan, insanı boşluğa iten bir paradoksla karşı karşıya kalıyoruz.
fakat olaya sadece gözümüzün gördüğü, aklımızın aldığı, realist ve biyolojik haliyle bakarsa, varlığımız ölüm anında yok olur ve yerini bir hiçliğe bırakır. yani ölüm ve sonrasındaki halimiz, ana rahmine düşmeden önceki halimizdeki hiçlikten daha fena değil gibi gözüküyor. ölüm geldiğinde fark etmiyoruz bile... hayatımız boyunca aklımıza her geldiğinde o çok korktuğumuz ölüm geldiği vakit, onu anlamlandıramadan varlık yerini hiçliğe bırakacak ve o bilinmezlik kapısından geçmiş olacağız. bilinçsiz bir sonsuz yok oluş.