sonsuz boşlukta küçük bir kürenin yüzeyinde yaşamak istemiyordu. ölemiyordu da, bu içine sinmeyen hayvanat bahçesinde bırakmak istemiyordu boş kabuğunu.
başka biryerde başka bir zamanda başka bir bedende, bambaşka bir hayat veremediğiniz sürece ölümü arzulamaktan vazgeçmeyeceğini geç anladık.
kendi kalıbımızda yaşamaya zorladık,biz zorladıkça o nefret etti.
nefret öfkeye ve öfke intikama dönüştü. insanlıkla onun arasında savaş başlattık.
nerde ve neler yapıyor asla öğrenemedik. ama inanıyorum ki artık bu dünyada degil. başka bir galaksinin yıldız tozları arasında seyahat ediyor ve hiç dönmemek üzere boşluğa bakıp acınası hayatlarımıza gülüyor.öyle bir kahkaha atıyor ki, geceleri el ayak çekilince gökyüzüne baktığımda sesini duyabildiğime yemin edebilirim...