1.Ölüm Son Değil Bir Başlangıçtır
Ahirete yani ölümden sonrasına iman, iman şartlarından biri olup, olmazsa olmazlar arasındadır. Bu bakımdan ölüm alemler arası bir geçiş, bir boyuttan başka bir boyuta yolculuk gibidir. Bir müslüman ölümden değil ölüme hazırsızlıktan yani ölüme kadar ki hayatının nasıl geçtiğinden daha çok endişe eder. itikadım ne alemde? Namazlarımı kılabildim mi? Oruçlar tamam mı? Ahlâkımı neye göre belirledim gibi sorularla meşgul olan müslüman bu ve buna benzer kriterler tamamsa gönül rahatlığı ile emanetleri teslim etmeye hazırdır. Böyle bir ölüm sonsuz mutluluk alemine bir başlangıç olacağından, ölüm korkulacak bir şey değildir.
Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı. (Ankebut, 64)
2.Ölümünüzün nasıl olacağı size bağlıdır.
Bu konuda direkt bağlayıcı bir ayet ve hadis-i şerif olmasa da yaşanmış hadiselerden bu sonuca varmak mümkündür. Bir çok müminin ölümü çoğunlukla güzel bir şekilde olmaktadır. Namazda secde halindeyken ölenler,cihad meydanında ölenler,salih bir amel işlerken ölenler gibi bir çok güzel ölüm haberini mutlaka duymuşsunuzdur. Kuluna çok merhametli olan Allah (c.c.) kulunun da ölümünün güzel olmasını istemesi hepimize doğru gelecek bir gerçektir. Aşağıdaki hadis-i şerifte de Efendimiz (s.a.v.) bu konuda bize bir müjde verir gibidir.
Ölüm sizin bildiğiniz gibi değil,lâkin şöyledir:Mümine ölüm hali gelince, Allahın o kuldan hoşnûdluğu, Allahın ikrâm ve ihsânı ile müjdelenir. Bu müjde üzerine artık mümine (ölüm gibi) kendisini karşılayacak hâllerden daha sevimli bir şey olamaz.O anda mümin Allaha kavuşmayı arzu edip ister, Allah da mümin kuluna kavuşmayı sever . (Sahih-i Buhari,Kitabur Rikkak,94)
3.Allahın dostlarına korku yoktur
Müslüman aynı zamanda bu dünyada Allaha dost olmaya çalışan insandır. Bu hedef bizi hep canlı tutar. Aşağıdaki ayette bize dostlarına yönelik bir müjdeden bahsedilmektedir.
Açın gözünüzü! Allahın dostları üzerine ne korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar. (Yûnus,62)
4.Bize dayatılan ölüm korkusu ve Azrail figürleri başka inançlardan bize sirayet etmiştir.
Batı filmlerindeki Azrail figürünü hatırlarsanız korkunç bir figür karşımıza çıkar. Bu konu gaybi bir konu olduğundan konuyu Allaha havale etmek en mümince tavırdır. O kullarına asla zulmedici olmadığından(Enfâl,51) ve yüklenebileceğimizden fazlasını bize asla yüklemeyeceğinden(Bakara,286) bu hususta içimizin rahat olması gerekmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi ölümün nasıl olacağından çok hayatımızın nasıl geçtiğiyle ilgilenmemiz daha doğrudur. Siz en iyisi bu konuyu Allaha havale ediniz ve Ona teslim olunuz.
her durumda kaçınılmaz olmasıdır.
gerçi kaçınılmaz olmasa bile bir yerden sonra sıkılıp, intihar etme ihtimalimiz var. bu yüzden bana cennet inandırıcı gelmiyor. sanat yok, bilim yok, sonsuza kadar yeme-içme-seks.
o saray gibi evinin, son model arabanın, güzel sevgilinin, vs. Hiçbir önemi kalmıyor, akşam evine gidip ayaklarını uzatıp tv izlemek yok. uzat uzata bildiğin kadar. Diğer alemin sıkıntılarından hiç bahsetmeyeyim.
Herkesin ölümlü olduğu fakat Kimsenin öldüğünden haberinin olmayacağı gerçektir.
Kötü bir şekilde acı çekerek ölmek yahut ani bir şekilde (kaza gibi) insanları geride bırakarak ölmektir belki korku verici olan.