ölüm ve ötesi

entry4 galeri0
    1.
  1. imam gazali'nin yazdığı kitap. kitap ölümü ve ölüm sonrasında başımıza gelecekleri anlatıyor. kitapı tarafsız bir gözle okursanız pek hoş şeyler çıkmıyor ortaya. gazali fikirlerini hadislerle kanıtlamaya çalıştığı için işler daha da sarpa sarmış gibi. örneğin allah'ın dünya verdiği değeri anlatış tarzı içler acısı; Rivayete göre Peygamber'imiz (s.a.s.) bir gün yolda

    yürürken bir koyun leşine rastlar, yanındakilere:

    -"Bu koyun leşine, sahibinin önem vermediğini kabul

    eder misiniz?" diye sordu.

    Sahâbiler: "Evet kabul ederiz, önem vermediği için onu

    lçöpe attılar" diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygam-

    ber'imiz sahâhilere buyurdu ki:

    "Nefsimi kudreti elinde tutan Allah'a yemin ederim ki,

    Allah katmda dünya, şu koyun leşinin sahibinin gözünde

    olduğundan daha değersizdir. Eğer Allah katmda dünya bir


    sivri sinek kanadı kadar değer taşısaydı, ondan kâfirlere bir

    içim su bile vermezdi."

    Peygamber'imiz (s.P.s.) buyuruyor ki:

    "Dünya lanete uğramıştır. Allah rızası için olan-

    lar dışında dünyadaki her şey de lanete uğramıştır."

    kitap bunun gibi rivayetler üzerine kurulmuş ve okuduktan sonra allah'ın bizleri hiç sevmediğini, hatta allah'ın bizleri daim olarak lanetledğiğ ve işte bu lanetten kurtulmak için namaza niyaza yönelmemiz gerektiğini anlatıyor. allah sevgisini kazanmak dahi kitabın sevgi kısımında karşılıklı bir sevgiden bahseder. herkese hayır ve iyiliği karşılıksız yapmayı öğütleyen gazali allah'ın kullara olan sevgisini kulların allahı sevdiği kadar olduğunu söyler.

    yani kafalar gitgide karışır durur.

    Cüneyd el-Bağdadi (rahimehullah) der ki:

    -"Bir gün şeyhimiz Sırrı (rahimehullah) hastalandı; has-

    talığının ne sebebini anlayabildik ve ne de nasıl tedavi edi-

    leceğini bilebildik.

    Bize mütehassis bir doktor tavsiye ettiler, şeyhin id-

    rarını bir şişeye koyarak ona götürdük, doktor idrara uzun

    uzadıya baktı. Sonra bize dönerek, "Zannederim bu idrar

    aşık birine aittir" dedi. Ben bir nâra atarak bayılmışım, idrar

    şişesi de elimden düşmüş.

    Dönünce Sırrî'ye durumu anlattım, gülümseyerek "Al-

    lah canını almasın, nasıl da gördü!" diye cevap verdi. "Şey-

    him, demek ki, muhabbet idrardan bile belli olurmuş" de-

    dim, bana "tabii" karşılığını verdi."
    2 ...
  2. 2.
  3. bilmin ıspat yapamayacağı konular arasındadır ölüm ve ötesi (daha çok ötesi), kişi bu noktada ister istemez inanışlara baş vurur. kimisi sonsuza kadar yok olacağına inanır, kimisi reenkarnasyona inanır, kimisi de ahirete inanır.

    islamiyet ölüm ve ötesini bize ayrıntılı bir şekilde anlatarak ahret hayatının olduğunu ve orada bir daha ölüm olmadığını insanların sonsuza kadar yaşayacağını söylemektedir.
    0 ...
  4. 3.
  5. tüm dinlerde kaçınılmaz olan gerçek. gelelim sizlere paylaşmak istediğim, yaşanacak olan hadiseleri ele almaya.

    Kainatı yoktan var eden, bizi yoktan var eden Allah mühim gayelerle bizi bu dünyaya göndermiştir. Efendimiz aleyhissalatü vesselamın lisanıyla, bu dünya hayatında biz ebedler diyarını kazanmaya geldik. Hak dostunun beyanıyla "bakiyi fani de kazanmaya geldik." Efendimiz (sav) birgün göz yaşlarıyla eğer benim bildiğimi bilseydiniz , az güler çok ağlardınız ferman buyuruyor. az güler çok ağlardınız. Zira önümüzde kaçamayacağımız bir ölüm var. bir sekerat acısı var. Ölecek insan öleceğini hisseder, ruh ayak parmaklarından yukarıya doğru çekilmeye başlar. insan o çekilmeyi gördükçe içinde ruhu, aklı, kalbi feveran eder, yırtınır. taa ağzına kadar gelir ve ölüm meleğini birden görür. o ölüm meleği cehennemi andıran bir görüntüde mi gözükür yahut cenneti müjdeleyen bir Yusuf şeklindemidir. ölüm çok şiddetli ve dehşetlidir. 300 kılıç darbesinin aynı anda vurulması gibidir efendimiz (sav) ferman buyuruyor. ister istemez o sekerata hazırlık bir ömür boyu yapılması gerekiyor. Şu fani dünya ebedler aleminin hazırlığının yapılacağı tek yerdir. Şu fani dünyada biz kabrin arkasında yaşananları araştırmalıyız, bilmeyiz, öğrenmeliyiz, tefekkür etmeliyiz ki taa burada adımlarımızı dikkatli atalım. öldük ve kabre konulduk, kabre oturtulduğumuzda münker ve nekir melekleri bizi sorguya çekmeye başlarlar. kefen sağa sola dökülür, yüzünün gözünün üzerine konan pamuklar olduğu yere düşer. o anda insan yalnızlığın, fakirliğin, hiçliğin farkına sonuna kadar varır. düşünün minicik bir çocuğa 7-8 köpeğin saldırıp feryat feryat bağırdığını. rüyasında öldüğünü gören bir zat çok şiddetli cehenneme atıldığını anlıyan insanlar, sabah uyandıklarında saçlarının bembeyaz olduğunu görmüşlerdir. siyah saçlı adam gece gördüğü rüyada sabah saçlarının bembeyaz olduğunu görüyor bi düşünün bunu. melek kabirdekine gelir, bir topuğuyla vurur cehennem açılır görürsün kızgın alevleri, yakan alevleri, yanan alevleri. Allah düşmanına karşı şiddet, cehennemin görevi budur. sonra bir cennet gösterilir, ve ondan sonra münker nekir cehennem alut bir surette mi gelir, yoksa yine munis bir kabir arkadaşı şeklinde mi gelir. bir zamanlar bir zat evlatlarına vasiyet etmiş, ben öldükten sonra cesedimi yakın. külümü de şu dağda rüzgar çok eser savurun. ben rabbime ne diyeceğimi biliyorum diye söyler. ruh dağılmaz da cenabı hak vücudunu toplamış ve kulum bunu sana ne yaptırdı diye sormuş. Allahım senin korkun demiş. ve Allah demiş ki ben benden bu kadar korkana azab etmem demiş. diyeceğim biz namazlarımızı kılalım, günahlardan, zinadan, kul hakkından, hayasızlıktan kaçınalım, inşallah rabbimizin merhametini ümid edelim.
    1 ...
  6. 4.
  7. imamı gazalinin yazdığı kitap. neyse yukarıdaki kaldığımız yerden yazmaya devam edelim.

    Allahtan korkmak; ama Allahtan korkmak derken bizi en çok sevenden, bize en çok şefkat edenden nefret manasında bir korku değil. ona saygı, onun nimetlerinin hakkını verememeden, şükredemeden dolayı bir korku. insanlar kıyamet koptuğunda, yıldızların dağılması, gökler kaynar kazanlar gibi alev alev olması, örneğin ereğli de demir çelik fabrikaları gibi bakır eritilen fabrikaları düşünün, erimiş demir kaç derecede 5000 derecede eriyen bakır gibi göklerin erimesi yok olması. işte o kıyamet dehşetinde anneler çocuklarını düşürecek, küçücük çocukların yaşlanması. hz isa ya ait bir mucizede, hz nuhun oğlu ayağa kaldırılır, "kıyamet mi koptu der" saçları ak pak olur. hz isa hayır der ben allahın peygamberiyim bir mucizemdir bu. sana iman ediyorum, fakat dua et Allah bana tekrar ölüm acısı yaşatmasın diye. ölüm acısı nasıl şiddetli bir acıysa, peygamberden ricası o. dua et beni allahın izniyle dirilttin, ölüm acısını tekrar bana yaşatmasın der hz isaya hz nuh peygamberin oğlu. cenabı Allah hesap gününde bizzat bir kulunu huzuruna alacak, ey filan oğlu filan, orada belkide trilyonlarca insan olacak ve birden o kişinin içine o duyurulacak birden ayağa o kalkacak. o dehşette, o şiddette düşünebiliyor musunuz. ölüm gelmeden önce hayatın kıymetini biliniz. hastalık gelmeden önce sıhhatin kıymetini biliniz. meşguliyet gelmeden boş vaktin kıymetini biliniz. ihtiyarlık gelmeden gençliğin kıymetini biliniz. bugün elimizden geldiğince Allahı analım, söyleyelim söyletelim. ama öyle bir zaman geliyor ki, dil kıpırdamıyor, ayağın yürümüyor, elin kalkmıyor. hani karabasanlar vardır elini kaldıramazsın aynı öyle düşünebilirsiniz. Allah hepimizi affetsin..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük