insanı yaşamdan soğutan, kimsenin başına gelmemesini temenni ettiğim bir olay. gerçi bu olaydan sonra insan hayata daha bir tutunabiliyor. bad trip'in son raddesidir. daha ötesi de yoktur, sanmıyorum.
ölüme yaklaşılan en yakın an bu andır sanırım. dünya dönüyor her şey ağır işliyor kalp atışlarınız hızlanıyor ve o an o acıdan kurtulmak için ölmeyi bile istiyorsunuz çünkü o acının tarifi yok! en sonunda vücutta derman kalmıyor ve oldugunuz gibi yerdesiniz zar zor kelimeler cıkıyor agızınızdan kalp atışları yavaşlıyor durdu duracak o an öyle bırakılsa o kişi ölür bilen birileri görüp gelip yanına yardım ederse seni kaldırırsa şanslısındır cunku o an kusarsın bi nebze rahatlarsın ardından soguk su dökülür falan yavaş yavaş dış dünyaya dönersin ama bu ortalama 1 saat sürer ama sana saatlerce gibi gelir.
o kadar içmeme ragmen dün ilk defa bu tribi yaşadım; bir daha asla içmem. bonzai denilen şey tamamen kimyasal bir silah!! içmeyin içirtmeyin içen varsa bırakın bıraktırın.
yaşamış olduğum ve üzerinden 7 8 yıl geçmesine rağmen hala aklıma geldiğinde, gözümde o halim canlandığında ruhumun derinliklerinde çok ağır bir acı hissediyorum.
tatilde bir gece, kız arkadaşımla biraz tartıştıktan sonra edinmiş olduğum bikaç arkadaşın masasında iki bardak viski enerji içtikten sonra, ağzıma sıçayım bu boku yedim.. arkadaşlar bu boku yerken, ben de onlarla yemiş bulundum. hala ne olduğunu da bilmiyorum tekleme sigaranın içine 3 adet küçük hap şekline benzer bir maddeyi yerleştirdiler, ben de normal cigara gibi 3 4 duman asıldım üst üste.
aradan bir dakika geçmeden dans etmek için piste indiğimde, beynimin içinde bütün enstrümanların vuruşlarını ayrı ayrı hissettim, sanki beynimin içinde çalınıyordu parça.
hızla uzaklaştım ve kendimi en yakında tuvalete attım.. tuvalete kendimi biraz kapattıktan sonra ellerimi ve yüzümü yıkamak için aynanın karşısına geçtim. işte o an bütün film koptu bende. suratıma defalarca su vurduktan sonra parmaklarım kasıldı ve onları açamadım. herşey yavaşlamaya başladı etrafımda. tuvalette beni gören temizlikçi kadın hemen oradan uzaklaştı, bir çocuk gördüm beni görünce yönünü değiştirdi, ardından bir adam tuvaletten çıktıktan sonra beni görüp tekrar tuvalete girdi. iyiden kafayı yemeye başlarken, bir arkadaşım beni gördü ve iyi olmadığımı fark ederek yanıma geldi, sarıldı bana.işte o an tamamen kontrolü kaybettim, onunla boğuşup suratına bir tane yumruk atmışım. beni yere yatırdığında, yavaş yavaş kanımın çekildiğini hissettim, öldüğümü görüyordum ve kendimi çok kızıyordum. '' ne yaptın sen kendine, niye kendini öldürdün '' gibisinden bağırıyordum. arkadaşlar anlatıyor, kalp atışlarım çok hızlanmış, kafamı yana falan çevirmişler, tabi bu arada bütün herkes etrafıma toplanıyor.
ben yavaş yavaş bir girdaba kapıldığımı, vucudumun tamamen yok olduğunu, girdap içersinde kaybolurken öldüğümü taa sperm halime gelişine kadar gördüm. tabi bu girdap esnasında da ne varsa kusmuşum. beni orada çok fazla tutmadılar, hemen doktora götürdüler. doktora götürürken 2 kişiyi yine yumruklamışım. ben öldüğümü hissederken, kelime-i şahadet getirdiğimi bile söylediler.
hastaneye giderken, ambulansta hemşireye neler söyledim, neler. öldükten sonra neler olduğunu, gördüğüm bütün o film karelerini anlattım kadıncağıza. hatta dedimki bak bunlar ölü bir adamın son sözleri, bunları kitap haline getir, senden bunu istiyorum gibisinden saçmaladım. Hastaneye geldikten sonra beni sedyeden yatağa alacaklarında 10 dakika kadar onlara mani olmuşum, beni yatağa değilde tabuta koyucaklarını düşündüğüm için doktora ve görevlilere de eziyet vermişim. iğne vurmak isteyen hemşireye, beni sen öldürüyorsun, katilim sensin, eğer ben uyursam bir daha uyanamam diyerek, iğne vurdurmamak için elimden geleni yapmışım ama tabi sonunda ikna etmişler. iğne ve serum derken 1 2 saat sonra kendime geldim..
hayatımın en kötü, en acı anı olarak yorumlayabileceğim tek olaydır bu.
o günden sonra hiçbir şekilde, hiçbir anımda kesinlikle uyuşturucuya dair hiçbir şey kullanmadım, kullanmayacağıma da kendi kendime söz verdim.
kafanız bozukken uyuşturucu kullanmayın hatta bilmediğiniz boku hiç yemeyin. sonuçları genelde iyi olmuyor. eğer yanlız olsaydım, kendimi o acıdan kurtarabilmek için öldürebilebilirdim.
edit: imla
allah in sizi oldurme plani olmadigi halde oleceginizi sanma hali..
bir nevi şizofrenite hali.. 4. üçlüyü sarip ictikten sonra kisa sureli girmisligim var.. onemli olan hemen durumu ayikmak.. ictiginiz maddeden bu duruma geldiginizi bi an once anlamaniz lazim..yok anlayamiyosaniz ayilana kadar zirlayin durun sikimde degilsiniz. *
Kimsenin yaşamaması gereken bir şey. Bu acının tarifi yoktur, yaşadığım ölüme en yakın an bu. Gençliğin verdiği heyecanla, biraz melankoliye meyilli bünyemle yıllar önce yaptığımız hatalar oldu ve bazı maddeleri kullandım. Neyse bir keresinde tam bilgisayar başında alırken bir anda her şey durdu ve bir sistem hatası gibi kilitlendiğimi beynimin bütün sinirlerime titreşim göndererek düz bir ses çıkartıp alarm verdiğini düşündüm. Kafayı toparlamak için şöyle bir doğrulayım dedim, tam doğrulmak üzereyken kalbimin atışlarının yavaşladığını ve giderek daha yavaş atmaya başladığını hissettim. Kalbim en sonunda durdu ve Demek ölüm böyle bir şeymiş diyerek gözümü kapadım, kapamayı saçma buldum son kez bakmalıyım hayata diyerek kaldırdım. Bilgisayara bakarak öylece kaldım ve buraya kadarmış diyerek kapadım. Mezarımı, genç yaşta öldüğümü ve annemin çok üzüleceğini düşündüm. Sonra en ızdıraplı sahneye geçtim. En acısı her şeyin bu andan sonra yavaşlaması oldu. Bu sırada beynim direk şu mantığı kurdu; sen günahkarsın ve artık sonu belirsiz bir şekilde bunu çekeceksin, her şeyi böyle yavaşlatılmış çekimde yaşamak beni çok korkuttu. Bu acı ne kadar sürer diye düşündüm. Sonra kalbimin atıp atmadığını kontrol ettim, acaba bir tür hastalık veya delilik mi bu yoksa ölmedim mi diye tarifsiz 1-2 dakika yaşadım. Sonra biraz kafa toparlanıyor ve hızlanma yolları aramakla gidip yüzünüzü yıkıyor, bir şeyler yiyip içerek veya birisiyle konuşarak bu durumdan sıyrılıp sıyrılamayacığınızı test ediyorsunuz. Bu sırada mutlaka allahım bu durumdan kurtulayım diyorsunuz elbette. Düşündükçe hala acı çekerim. Sonra o beynin verdiği uyarı sesi kesiliyor ve yavaş yavaş toparlıyorsunuz.
Allahım sen konuyu biliyorsun nolur bize merhametini esirgeme.
ölüme en çok yaklaşılan andır. öyle ki ne kadar karamsar olursa olsun insan "yaşamak çok güzel"dedirtir. hayatın değerini anlamamızı sağlar. kendine gelindiğin de birisi aranır son dakika haberlerine bakılır hatta çöp kutusu bile karıştırılıp daha önce attığın bir şey aranır yaşıyor muyum diye. berbat bir şey evet.