aristoteles'in; "sen varsan ölüm yoktur, ölüm varsa sen yoksun" söylemini hatırlatmıştır.
tam anlamıyla bir tanımsızlık. fakat bir şekilde sözlere dökecek olursak (ki bu da doğru olan değil), kimileri için tam bir sessizlik, hiçlik. ne düşünce, ne eylem, ne zaman, ne mekan. her şeyin yok olduğu ve aynı anda her şeyin başladığı an, sonsuzluk, sürekli bir devinim ölüm. kimileri için ise yeni ve sonsuz bir hayata başlangıcın ilk adımları. bazıları içinse hiçbir şeyin yoktan var olup vardan da yok edilemeyeceğinin kanıtlarını taşıyan bir ipucu. kısacası çoğu insan genelde yaşamın bir manası olması gerektiğini düşünür öyle yada böyle. lakin maddeci biri bunları düşünmez. fakat insanlar öldüğünde düşünce de (yahut ne derseniz) yok olduğu, yahut kullanılmaz hale geldiği için bunları düşünmenin bir manası da kalmıyor gibi. koca bir hiçlik oluyor ortada. aslında hiçlik de bir hiç. hiçbir şeyin bir açıklaması yok bu durumda. o yüzden sanırım ölümden sonrasının kelimelerle veyahut herhangi bir şekilde bir açıklaması olmadığını düşünüyorum. bu yazdıklarım da dahil.
ölümün manası sadece gözlerde saklıdır bence. o kadar ki gözlerin ışığı söndüğünde el ayak da soğumaya başlar, hareketsiz gözlerle; beden soğur, kaskatı kesilir. gözler çökmeye de başladı mı, beden kokmaya başlar. son sözleri söyleyemeyenin gözleri açık gider.daha ne densin ki...
merak derken ölüm ve sonrası. elhamdulillah iman noktasında değil merakım elbet. sadece ölümün salt olarak kendisi yani oluşu, oluşumu ve sonrasında neler olacak. bu halleri çok merak ediyorum. he finalde baktığınız zaman çok gereksiz bir merak. imanın gerekleri, kuran'ın yapılma(ma)sı gereken emirleri; kişi-allah, kişi-insanlar, kişi-diğer tüm canlılar, kişi-kalan cansız tüm mahlukatlar olarak bu eksende hayatımızı düzenlediğimiz zaman sıkıntı kalmıyor allah'ın izniyle. ama tabi insan merak eden bir yaratık. o yüzden merak ediyorum.