eğer bir kişi gerçekten içten'ölümden korkmuyorum'derse,ben o insanın insanlığından şüphe ederim kim ne derse desin.bir daha gözünü açamayacağın bir yaşamdan bahsediyoruz,ne demek ölümden korkmuyorum?sanki cennet cehennemden sonra tekrar dünyaya transfer olacaksın.
Gereksiz bir korkudur.
'' Neden korkar ki insan ölümden? '' diye bir soru sormalıyız belkide önce, neden?
Fazlasıyla günahkardır, belkide çekeceği azaplardan korkuyordur. Ama unutmamalı Allah fazlasıyla affedici ve insanda düzeltmeli kendini..
Yada ateist, kominist vs.. dir. Onlarda doğru yolu bulsunlar ne diyim.
Ama korkulacak birşey yok, bizden öncekiler nasıl terk ettilerse bu fani dünyayı bizede zaman gelecek elbet.
Hani demişler ya;
bazı kişilerde başka korkularla yer değiştirebiliyor..inanması güç olsa da..
posta kutunda elektrik ihbarnamesi .beş gün içinde keseceğiz. o beş günün beşinci günündesin..mevsim kış elektrik sobası yakman lazım ..çocuklar var çünkü..e zaten büyük tüp de bitmiş piknik de asker yolu gözlüyor..iki aydır çalışmıyorsun iş yok..kirana kalmış dört gün.. cebinde yedi lira seksen kuruş para var oda borç alınan 20'likten kalan..
bu durumdaki adam ölümden korkmuyor evet sadece kalanlara ne olacağınından korkuyor .. çocuklara..
(kesinlikle gerçek..)
Ölümden korkulmasının nedeni , ölümün çok kötü bir şey olması değil bence. Sanırım onun nasıl bir şey olduğunun bilinmemesi ve hayattayken bunun asla öğrenilemeyecek olması.
Necip Fazıl Kısakürek ölüm denen o soğuk olayı ne kadar munis hale getirmiş şu dizelerinde:
Ölüm güzel şey budur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber.
Her gece başımı yastığa koyduğumda duyduğum histir. istemsiz duyduğum his. Düşünceleri ne kadar kovmaya çalışsamda gelirler. Ölüm şekilleri. Acaba nasıl ve ne zaman öleceğimi bilseydim daha mı kolay, iyi olurdu herşey? Yada ölümün nasıl birşey olduğunu daha önceden biliyor olsaydım nasıl olurdu ölüm şuan gözümde? Hala korkar mıydım ondan? Ölümden sonrası hakkında garanti fikirlere sahip olsaydım yada. Ah evet, ben kesin cennete gideceğim diyebilseydim. Daha fenası cennetin varlığından kesin olarak emin olsaydım. Daha daha fenası cennete inanıyor olsaydım kesinlikle cehenneme de inanmam gerekirdi. Ve ben cehenneme gideceğimi bilirdim o zaman. Çok karmaşık değil mi? Keşke ölenlerden birisi gelse ve aslında güzel birşey olduğunu, kuş gibi hafiflediğini mutlu olduğunu söylese. Belki o zaman ölmek isterdim. Yada yok hayır o zaman da istemezdim. Ne kadar acı çekersem çekeyim dünyayı seviyorum ben. Bu yaşam mücadelesini, bu koşuşturan günah işleyen insanları. Sevap işleyenleri. Ağlayanları, mutlu olanları gülenleri ve acı çekenleri. Dünyayı seviyorum. Üzüleceğini bilse bile garanti bildiği yerde kalmak varken bilinmezliğe neden bırakır insan kendini. Mutlu olmak için mi? Orada -öyle bir yer varsa- hissedeceğini nereden biliyor? Yoksa hissetmemek mutsuzluktan, acıdan daha mı iyi?
belki iyi ve güzel yaşayamamış olmaktan belki de yaptıklarından pişmanlık duymak sonucu yaşanılan korkudur.
ya da belki de öteki taraftan korkuyordur kişi... inanıyorsa cezalarından, inanmıyorsa boşluktan.
kavuşamamaktan da korkuyor olabilir, ölümün gelmemesinden..
varoluşcu psikolojinin anahtar kavramıdır. bütün varoluşcu psikoloji ölüm korkusunu bastırmak için gizliden gizliye yaptıklarımızla, düşündüklerimizle vs ilgilidir. örneğin: ''bana bir şey olmaz.'' kalıbı ölüm korkusuna karşı kullandığımız savunmalardan biridir. bu anlamsız ve saçma söz olmasaydı insanoğlu tehlikeli olan hiç bir şeyin üstüne gidemeyecekti belki de. böylece çok çok geri kalacaktık..( biraz üstün dökmen'den, biraz kendimden..)