saat gece bir buçuk gibi uykumun gelmesinden dolayı televizyonu kapatıp uyumaya gittim. uyumadan önce camdan dışarıya baktım. on metre ilerisi gözükmüyordu sisten. hava çok kasvetliydi, insanın içi daralıyordu. gereksiz bir sıkıntı sarmasına rağmen uyumuşum hemen. uykumu çalan telefon sesi ve annemin sözleri bıçak gibi kesmişti.
+ hayırdır abi ?
- ...
+ tekin mi ?!
- ...
( hıçkırıklar )
***
hıçkırıklarla yataktan fırlamam bir oldu. yakın akrabamız, abim olsa en az onun kadar seveceğim tekin abim vefat etmiş.
söyleyecek söz bulamadım. babaannem, annem ağlıyordu. babam bir kenarda öylece bakıyordu duvara. sigara yakmıştı, ağır ağır içiyordu. bense annemleri izliyordum. onlar gibi ağlayamıyordum. zoruma gidiyordu. ölmek için çok erken bir yaştı otuz altı. daha sonra aklıma tekin abimin 4 yaşındaki oğlu geliyor ve gözlerimden yaşlar o an süzülmeye başlıyordu. işte o an hayatın o çocuk için çok acımasız davrandığını hissettim. hayat o dört yaşındaki çocuğa acılarla dolu bir hayat geçirmesini sunmuştu. o gece hiç uyuyamadım...
ev, caminin dibinde olduğu için sabahın 5 inde okunan sela ve akabinde ölen kişinin anonsunun yapılmasıyla haskk noluyor lan şeklinde bir uyanış. bütün gün depresif takılmak. ölen kişiyi tanımamak ama ölüm haberiyle uyanmak gibi kötü bir olayı yaşamak. rüya mıydı lan yoksa diye düşünmeden duramamak. kötü bir durum.