ölümü ne kadar kabullenmişte olsa insan ne kadar farkında da olsa ölüm gerçeğinin yinede insana en acı veren konuşmadır.kelimeler saklanmıştır sanki bulup çıkaramaz doğru olan cümleleri kuramazsın,konuşamamanla suskunluğunla söylersin ölümü bir sevgiliye bir ana babaya...karşındakinin gözlerinin içine bakamazsın acısını görmemek için.ağlamak ister ama ağlayamazsın... *
söylemek için ağzınızı açtığınızda tutmaya çalıştığınız gözyaşlarınızın büyük bir hızla yanaklarınızdan süzülmesine, kelimelerin ağzınızdan yarım yamalak çıkmasına sebebiyet veren acı durum. karşıdakinin olaydan az etkilenmesini istersiniz ama kelimeler kifayetsiz kalmaktadır bunu kolay kolay başaramazsınız. bu haberi almak kadar kötüdür.
trafik kazası sonucu hayatını kaybeden kişinin cep telefonunu alıp ailesine haberi vermek için birbiriyle yarışan yoldan geçen sıradan yurdum insanı için kolay olsa gerek...
en yakın arkadaşınızın anneannesi ölüm döşeğindedir arkadaşınız sınavlar yüzünden okuduğu yere geri döner.hergün ağlar ve hergün aynı cümleleri kurar "yoğun bakıma girdim anneannemle konuştum çok yalvardım aldılar içeri dedim ki anneanne ben gelene kadar sabret ne olur birşey olmasın sana.seni çok seviyorum.görüşürüz." gözyaşları içinde dinlersiniz tekrar tekrar.sonra bir sabah cep telefonunuz çalar.bilmediğiniz bir numaradır.evden dışarı çıkmanızı arkadaşınıza belli etmemeniz gerektiğini söyler.tamam dersiniz.sonrası hayatınızın en zor dakikaları olacaktır çünkü karşınızdaki ses arkadaşınızın anneannesinin öldüğünü bunu uygun bir dille arkadaşınıza iletmenizi söyler.içeri girersiniz usulca oysa arkadaşınız anlamıştır gerçeği "anneannen ölmüş.çok üzgünüm ne olur affet beni.ben sana böyle birşeyi söylemek istemezdim" yaşlar süzülür yanağınızdan sıkıca sarılırsınız birbirinize belki sadece yarım saat geçmiştir aradan ama siz 10 yaş yaşlanmışsınızdır.ölüm haberi vermek bu dünyanın en berbat şeyidir.
2 kere yapmak zorunda kaldım. Allah öyle bir sınıyor ki seni. Diyorsun rabbim ne günahım vardı da insanlara sevdiklerinin ölüm haberini vermek zorunda kaldım. Hiçbir şeye "zor" diyemiyorum artık hayatımda. Biliyorum çünkü, hepsi bizim boktan kaygılarımız, hayat telaşımız.