her gün dünyaya veda eden ortalama üçyüz bin kişinin şahitliği ile yaşayanlara unutturulmayan gerçeklik. ne ilk çağın ölümsüzlük iksirleri, ne de günümüzün en modern tıp teknikleri hayatın bu amansız takipçisiyle baş edememekte. meslek, mevki, servet, şan, şöhret, sosyal statü, yaş, cinsiyet farkı gözetmeyen ölümün belki de en dikkat çeken özelliği bütün insanlara eşit davranıyor olması. hiçkimseyi ayırt etmeden vakitli, vakitsiz kapıları çalmaya devam ediyor.
Teorik olarak üzerine düşünmenin anlamsız olduğunu, sanki başımıza gelmeyecekmiş gibi yaşamanın gerektiğini kabul etsem de pratikte bazen pek de uygulayamadığım şey. Cidden inancı da olmayan biri olarak ölümle beraber yok olmak; benim için tahammül etmesi zor bir durum. Yokmuş gibi, değilmiş gibi yapamıyorum. Üzerinden yapılan şakalar komik değil. Asıl komik olan ölümü hafife almaktır. Bu konudaki "aman ya" kafası ise fazlasıyla sinir bozucu. Elbette ciddi olarak ele alınsa da kimsenin çözümünü bulamayacağı bir gerçekliktir ölüm.