Yıllardır yaşamaya çalışıyorum, içimde hep bir sızı, midemde hep bir burukluk, gözlerimde hep bir yaş... Eskiden duvarlara baktığımda onu görürdüm, gülümsemezdi bana, soğuk soğuk bakardı. Ama yine de görürdüm onu işte bana yeterdi o hayal, en azından yaşama tutunurdum.Hatta bazen rakı sofrasında karşıma otururdu, acıyarak bakardı bana, ben ise onun tam gözlerinin içine bakardım ama o benim gözlerime bakmazdı, bakmadı da hiç. Hem bazen rüyama da girerdi. Gerçekmiş gibi, yanımdaymış gibi olurdu. Bir keresinde gülümseyişini bile görmüştüm biliyor musunuz, bana gülümsememişti ama olsun onun gülümseyişini görmüştüm. Artık onu hiç göremiyorum, ne duvarlarda, ne de rüyalarda. Böyle olunca her şey geçer sanıyordum, daha da kötü oldu. Son zamanlarda nefes alırken zorlanıyorum, yürümekte güçlük çekiyorum, kalbimin yakınlarında adını koyamadığım bir sızı var, konuşmaya dermanım yok, başımda çıldırtan bir ağrı, ne yesem ne içsem kusuyorum. Ne kadar aciz bir insanmış diyeceksiniz şimdi benim için, ne kadar zayıf ve güçsüz. Bir insan onu ne hallere düşürmüş diye düşüneceksiniz. Doğru bir insan düşürdü beni bu hallere, ama benim suçum yoktu be dostlar, acizim, zayıfım, güçsüzüm elimden bir şey gelmiyor.
Bazen gökyüzünde olduğumu hayal ediyorum, bir nokta kadar olsa da onu görmeyi arzuluyorum. Bazen de bir ruh gibi yanlarına gittiğimi düşünüyorum. Yanındaki adama, onun hep gözlerine bak olur mu? bir dakika bile gözlerini gözlerinden ayırma çünkü ben olsam öyle yapardım demek istiyorum. Ama hiçbiri olmuyor, gerçekleşmiyor. Sonra düşünüyorum, acaba ölsem her şey biter mi? uzak bir yerlerden de olsa onu görebilir miyim? Bir mezarım olsa, başıma gelir mi? belki gelir de mezar taşıma bakar, iste o zaman izlerim gözlerini uzun uzun. Belki insan ölünce ağlamıyordur da, o zaman ağlamam da gözlerimden yaşlar akmaz, puslanmaz görüntüsü, duvarda gördüğüm hayali gibi. Sonra bir umut belki toprağıma dokunur ha, dokunmaz mı? Ellerinin yumuşaklığını hissederim belki, mutlu olurum yıllar sonra. Sonra belki bir kez olsun aklından beni geçirir, ölmüşüm ya hani, anımsar beni, hüzünlenir.
Eskiden ölümden korkardım ben biliyor musunuz? Hem de çok korkardım daha geçenlere kadar da çok korkuyordum, sonra düşündüm ki yaşayan insan ölür, yaşamayan bir insan ölümden neden korkar ki? ölmesi zaten yeni bir yaşama başlaması demek değil midir? ölüyken, tekrar yaşamaya başlatacaksa ölüm neden korksun ki ölümden? Hem belki hayal ettiğim şeyler de gerçekleşir, artık sürekli kusmam, rahat rahat nefes alırım, sürekli sızlamaz göğsüm, başım ağrımaz.
Sanırım bundan sonra ölüm tek çözüm, en azından bir umut, kapalı bir kutu. Ölü gibi yaşamaktansa, yaşama ümidiyle ölmek daha iyi değil mi? Bir gün belki bu yazıyı okur, hafiften içi burkulur. Ya da okumasın, hüzünlenmesin, kendini suçlu hisseder belki sonra, hayatı boyunca vicdan azabı duyar. Tek bir şey istiyorum sadece, küçük, ufacık bir şey, birisi ona, onu ne kadar çok sevdiğimi söylesin, sevmekten başka bir boyuta geçtiğini anlatsın. Ben hissederim, işitirim belki bir yerlerden.
yardım istediğimde yardım etmeye çalışanlarınız siz de kusura bakmayın. ben artık dayanamıyorum, bir insanın bir hayatı çökertebileceğini unutmayın, unutursanız beni hatırlayın. Hakkınızı helal edin dostlar ben gidiyorum.