sözlükte ve sosyal hayatın her alanında alışkanlık haline gelmiş ve hoş karşılamadığım bir davranış biçimine karşı söylemekten hiçbir zaman geri durmadığım sözdür.
kendisini ifade etmek ya da savunmak şansı olmayan tarihe malolmuş kişiliklere ipe sapa gelmez isnatlarla saldırmak hiç yakışık alan bir davranış biçimi değildir.
zira zaten hayatları an ve an tarih tarafından sorgulanmış ve tarihin gerçekler süzgecinden doğruları ve yanlışları ayrı kefelere konularak önümüze konulmuş şahsiyetlere tarafkir ve vicdan muhasebesinden bihaber topuz ayarları verip, kantarın ayarını kendimizce bozmaya ve bozuk kantarın topuzuna methiyeler düzmeye hiçbirimizin hakkı yok.
tarih olmuş olanların, artık tarihten ve tarihin ölümsüz imzasını taşıyan gerçeklerden başka yargı mercii kalmamıştır.
onları ne idüğü belirsiz dillerin ve ellerin oyuncağı yaptırmayacak kadar tarih şuurumuz ve bilgimiz var çok şükür.
artık keyfi savcılar ve hakimler olmaya hakkımız olmadığını anlayın lütfen.
ne tarafı ne de karşıtı olduğumuz insanlara naaşlarının gölgesinde sövülmesine müsaade etmemek insanlık erdemidir.
mevzubahis olan geçmiş ise, geçmişin silik gölgeleri ise, tarihin ve kadir-i mutlakın yargısına mazhar olmuş ölümsüz ruhlar ise, lütfen insanlığımızı ve vicdanımızı soyunmadan hareket edelim.
haklıya haklı demesini bildiğimiz gibi, haksızın insan olmaktan, fani olmaktan kaynaklanan hakkını da teslim edelim lütfen.
unutmayalımki sövgü kültürü hiçbirimize hiçbirşey kazandırmaz.
bırakalım ölüleri diriler değil, ölümsüz gerçekler yargılasın.