"Her yaşta, o yaşın tatlı zevklerini tadarak yaşayınız,insanlık hislerini küçümsemeyiniz, çünkü, o tatlı zamanlar bir daha ele geçmez, geri gelmez. ihyarlık sert ve merhametsizdir; hiçbir şeyi geri vermez, hiçbir şeyin tekrar yapılmasına izin vermez. Mezar ondan daha merhametlidir. Çünkü orada "burada bir adam gömülüdür" kitabesi okunabilir; fakat, insanlık hislerinden uzak, ihtiyarlığın donmuş, asık simasında hiçbir şey okunmaz. "
Kitapta dönemin Rusya sındaki çarpıklıkları anlatıyor konusu güzel ama anlatım tarzı hoşuma gitmedi betimlemeler sıkıcı geldi bana. Tamamlamak için çok uğraştım ama bi kısmını özetinden okudum maalesef.
11 yaşında okuduğum eser. Bulunduğu dönemdeki rusya'yı dalga geçerek anlatmıştır gogol. Devlet personelinin vahim halini, toplumun modernlik ve asalet kıstaslarını, sınıflaşmayı ve sınıflar arası diyaloğu, mesleklerin yeri ve önemini iğneleyerek anlatmıştır. Açık açık bir eleştiri yapılmasına müsaade edilmediğinden alaycı bir şekilde işlemek seçilmiştir. Benim çok eğlenceli bulduğum ve ilgiyle okuduğum bir kitaptı. Her dünya klasiğine Sıkıcı Diyenlerin asla pass demediği eserdir ayrıca.
Gogol abinin güzel romanı. Eğer Gogol'un tarzını çözmüşseniz çok eğlenceli gelir. Sıkılarak okumamak için önceden bir iki küçük kitabı ile başlayın Gogol'a. Pişman olmazsınız.
Nikolay Vasilyeviç Gogol’un bitmemiş, bitemeyen ölümsüz eseridir “Ölü Canlar”. Bitmemiş diyoruz çünkü Gogol eserinin ortalarında, sahip olduğu psikolojik rahatsızlıklardan dolayı yazdığı bazı bölümleri yaktığı söyleniyor. Gogol her zaman çevresinde ki insanların dürüst, ahlaklı kimseler olmalarını istemiştir. Sanırım, bu kitapta Rus insanını biraz mizahi bir dille taşlamış diyebiliriz. Biraz mı? bence yerden yere çaldığı gibi, aslında sadece Rus insanını değil, tüm insanlığı taşlamış olduğunu düşünüyorum Gogol’un. Bizim ülkemizde ki insanları da göreceksiniz bu kitabı okuduğunuzda.
Kahramanımız, Pavel ivoniç Çiçikov'un, Briçkasıyla bir hana girmesiyle başlıyor hikâyemiz. özellikle birinci Cilt bittikten sonra bazı eksik kısımlar çıkacak karşımıza, ama anlaşılabiliyor bazı kısımlar yine de. birinci Ciltte genelde hikayenin kapalı kısmı yine gizemini korurken, Çiçikov, yerel halkla kaynaşıyor. Aslında kitabın sonlarına doğru, ama asla sonunda değil çünkü kitabın sonu yok, gizem biraz biraz çözülmeye başlıyor. Çiçikov’un akıbeti tam belli olmasa da olayların gidişinden çıkarımlar yapılabiliyor.
gogolun taras bulbadan sonraki en iyi kitabı. tabi palto kısa bir hikayeydi diye onu saymıyorum ve tabi ki bir delinin hatıra defterini de saymıyorum zira zaten o bambaşkaydı.
Hayatımda 2 defadan fazla okuduğum sayılı romanlardan. Ulan yok böyle bir şey! Neyse uludağ sözlük'e uzun uzun yazmaya kasamıyorum alın okuyun başka diyecek bir sözüm yok.
Zamanın Rusya'sını alaycı şekilde okuyucuya aktarmış Gogol eseridir. Bürokrasiyi ve rüşvet alan memurları alaycı şekilde okuyucuya aktarır. Kahramanlar Fransızca konuşmayı bir bok sanan, giyim ve şıklığı saygınlık ölçütü olarak kabul eden, makam tutkunu, içleri boş tekdüze yaşan karakterlerdir.
kahramanları ve olayları günümüzdekilere benzettiğim için severek okuduğum kitap. bu yüzden çağın ötesinde kalmayı başarmıştır. olmadık yerlerde kahkaha attırabilir.
Anlatım tarzı olarak çağının epey ilerisinde muhteşem bir hiciv.
adeta bir sinema sahnesinin çözümlemesini izlercesine yapılan anlatımı, Gogol'un hikayeyi kurgulayan değil de ellerinin arasından zamanla kayan bu hikayeyi sadece size aksettiren bir anlatıcı olması tam bir şaheser.