ölmenin en adaletsiz tarafı

entry38 galeri0
    38.
  1. 37.
  2. çocukken benim için ölümün en adaletsiz yanı cumartesi günleri yayınlanan çizgi filmleri bir daha izleyemeyecek olmaktı. her gece uyumadan önce bu gerçeği düşünüp kahrolurdum. ne güzel korkularım ne kadar naif dertlerim varmış. keşke büyümeme seçeneğimiz de olsaydı.
    4 ...
  3. 36.
  4. var olmayan bir hakkın adaleti olmayacağı için, ve olmayan şeyler de mertebelendirilemeyeceği için var olmayan şeydir, yoktur.
    0 ...
  5. 35.
  6. Sevgilinin omuzuna bir daha yatamamaktır. En kötüsü sevdiğini bile söyleyememek. planladığın, ertelediğin bütün güzel şeylerin artık yaşanamayacak olmasıdır
    2 ...
  7. 34.
  8. öğrendiğimiz bilgilerin, yaşadığımız tecrübelerin, sadece bizim gördüğümüz ya da sadece bizim düşündüğümüz şeylerin bizimle birlikte yok olması.

    şimdi cinselliğin neden temel içgüdü olduğunu anladınız mı? bir şeyleri kendi kanından birilerine aktarıp gitmek lazım. ne işe yarayacak bilmiyorum ama içgüdülerim böyle emrediyor.
    1 ...
  9. 33.
  10. siz öldüğünüzde hayatın devam etmesidir.
    1 ...
  11. 32.
  12. bir şeylerin daima yarım kalacak olmasıdır.

    edit: benden önce aynı şey yazılmış, görmedim. yeni bir şey ekleyim.

    yaşamınız boyunca aradığınız çarenin, siz öldükten on-yirmi yıl içerisinde bulunacak olması; ama sizin bundan asla faydalanamayacak olmanız.
    0 ...
  13. 31.
  14. her şeyin yarım kalmasıdır.
    1 ...
  15. 30.
  16. ani olmasıdır zannımca. pat diye gelivermesi.
    0 ...
  17. 29.
  18. sen ölürken diğerlerinin yaşıyor olması. Bundan daha adaletsiz ne olabilir ki. (bkz: sen yaşıyorken başkalarının ölmesi)
    1 ...
  19. 28.
  20. istemeden sevdiklerini üzmek.
    3 ...
  21. 27.
  22. yaşarken aslında ölmekte olduğunu farkedemezsin. adaletsizlik burada. doğduğun anda yaşamaya başladığını sanırsın ama tek yaptığın bir sona doğru ilerlemektir. üstelik o sonun nerede olduğunu, ne zaman geleceğini asla bilemezsin. seni oyalamak için ölümün yanına adına yaşam denen yapay bir dünya yaratılmıştır, oyalanırsın iste oralarda oyun parkına bırakılmış çocuk gibi. tam en güzel en tatlı yerinde oyunun gelir alır seni ölüm. ne olduğunu anlamadan hızla uzaklaşır ve kaybolur o park.
    2 ...
  23. 26.
  24. her an ölebileceğini bilerek, sevdiklerinle dolu dolu vakit geçiriyorsan, hayatının her anı için şükredip, kıymet biliyorsan, ölüm gelince pişman olmayabilirsin.

    ama pişmanlıkların hepsini dinleyin. sonuçta mutlaka, "yapılabilecekken yapılmayanlardır".
    0 ...
  25. 25.
  26. Aşkın ve sevgilinin sıcaklığını bir daha hissedemeyecek olmak.
    Aa bir saniye, ben zaten bunları hissedemeyecek kadar yalnızım.

    O halde yalnızlık, ölümün bir çeşidi ve ben çoktan öldüm.
    1 ...
  27. 24.
  28. 23.
  29. bir süre sonra unutulman.
    en unutmayacak sandığın kişinin bile unutması.
    ve bu konuda herhangi bir fikrinin olmaması.
    lakin ölen insanın fikri de ölür.
    1 ...
  30. 22.
  31. anneyi evladından ayırması.
    2 ...
  32. 21.
  33. sevdiğinden önce ölmektir. kalana büyük ızdırap çektirir. o yüzden eşimden önce ölmek istemem. o cennetteyken ben tutayım onun yasını fani dünyada.
    2 ...
  34. 20.
  35. 19.
  36. arkada bir çok seven bırakmaktır.
    0 ...
  37. 18.
  38. adaletli tarafa geçmektir. ki adaletsizlik kalanlar tarafındadır.
    2 ...
  39. 17.
  40. ÖLMEDEN ÖNCE YAPILACAKLAR LiSTESiNi TAMAMLAYAMAMAKTIR.
    0 ...
  41. 16.
  42. seni sevenleri arkanda bırakmak.
    2 ...
  43. 15.
  44. herkesin benzer hayatlar yaşamamış olmasıdır.
    2 ...
  45. 14.
  46. herkes ölecektir er ya da geç, bunda adalet arayan saçma bir anket sorusudur.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük