yaşamanın zıt anlamlısıdır. bide yaşarken ölmek vardır o ölmekten bile beterdir. hayat hiç durmadan dirhem dirhem parçalaya parçalaya alır ruhunu ve sen sadece seyrederek ölümü beklersin. allah kimseye yaşarken ölmeyi nasip etmesin.
her andan haberdar olmaktır. ölünceye kadar geçen süreç aslında hayatınızın gözünüzün önünden film şeridi gibi akması terimiyle eşdeğerdir. biraz beyin fırtınası yaparsak, gözlerinizin yaşardığı, doğumunuzdan teneffüs eden huzur ikamesini icra ettiğiniz tüm anlardır.
insan doğası gereği, her şey diye tabir edilen ve kendinin bildiğini sandığı şeylerden ibarettir. bu da biz yaratıkların hiçbir doğruluğu olmayan ancak doğruluğundan emin olduğumuz yalanlara yöneltir. yanlış veya doğru gibi sancılı kavramların içerisinde 60-70-80 belki de 100 yıl geçer.
zaman kavramını beynimizin dehlizlerine ifade etmeye çalışırken geçen süreçtir aslında yaşam dediğimiz olgu. ölmek için beklemekteyiz aslında fakat bunun farkında değiliz. ölüyoruz, "her şey" dediğimiz şeyler gibi ölüyoruz. ve bunu dakika dakika saniye saniye beklerken hiç de şüpheye düşmüyoruz doğru bildiğimiz sancılı kavramlar için.
"ölmek değildir ömrümüzün en feci işi
müşkil budur ki ölmeden evvel ölür kişi"
demiştir yahya kemal.
bilmiş bir gülümsemeyle bakmalı insan ölüm fikrine. abartılacak bir şey yok; nasıl yaşama geldiysen, düşünmeden yaşadıysan, ölüm üzerine de düşünecek çok şey yok. tersi mi? ölene kadar kıvranacaksın.
eğer bi başlangıçsa, doğmak da bi sonun başlangıcıydı. eğer insan doğum-ölüm çizgisinde süregelen bi formsa ve ölümden sonra yeni bi forma bürünecekse doğumdan önce de başka bi formdaydı. portakalda vitaminse, ondan önce neydi? insansa, sonra ne olacak?
toprağa girdin, vucüdun bakteriler tarafından emilerek toprağa süzdürüldü. toprakta portakal ağacı yetişti, ağaç meyve verdi ve o portakal yendi. sonra spermlerin gelişti, doğum gerçekleşti. bi zaman sonra öldün ve yine topraktasın. orda bakteriler seni yine ayrıştırıp toprağa verdi. bu sefer çimen oldu sana ait hücreler ve o çimenleri de bir inek yedi. sonra ineği insan yedi spermleri oluştu. doğdun, yaşadın ve yine toprağa girdin. sonra yine bakteriler...
işte buna döngü diyorlar. hayat sadece bi döngüden ibaret. fakat sorun; öldükten sonra 21 gramlık o ruha ne olur?
yaşarken gerçekleştirilen versiyonunu birkaç saattir sürdürdüğüm hadise. içilen sigara sayısı o kadar fazladır ki nikotin zehirlenmesi geçirmeye ramak kalmıştır. çalakalem yazılmış bir kaç sayfaya bağlı olması geri dönüşün ise daha hazindir be arkadaşlarım.