ölmek üzere olan bir hastayı ziyaret etmek

entry6 galeri0
    1.
  1. insanın kanının çekilmesine, gözlerinin donuklaşmasına ve konuşamamaya sebep olur.. son bir kez görmek için yapılır bu ziyaret ve genelde helallik alınır.. zordur bir hayatın, bir dünyanın bitisini seyretmek..
    3 ...
  2. 2.
  3. oyundaki son perdeyi beraber kapatmaktır...
    3 ...
  4. 3.
  5. içinize işler , sonra oturup düşünürsünüz saatlerce ; bu zamana kadar
    yaptıklarınızı ;pişmanlıklarınızı , keşkelerinizi , yapmadığınız için pişman olduklarınızı ... en çokda yapmadığınız için pişman olduklarınız acıtır canınızı . sonra kafanızı yerden kaldırıp keskin bir bakış atarsınız ; o bakışın neye ,nereye ,kime atıldığı önemli değildir . anlam yüklüdür o bakış . yapmadıklarınız için pişman olmayacağınıza dair söz verirsiniz kendinize , artık ne yapmak istiyorsanız yapacaksınızdır ,birdaha bu pişmanlığı duymamak adına . sonra çıkarsınız o hüzünlü odadan ve hayata karışırsınız . bir saat sonra hayatın yoğunluğuna gömüldüğünüzde ne yaşayamadıklarınız gelir aklınıza ne aldığınız kararlar ...
    4 ...
  6. 4.
  7. sen git ben sonra gelcem demektir. insanı gerçekten üzer, kasar ama hayatın gerçeğidir kabullenmekten başka birşey gelmez elden.sıra gelene kadar defalarca tekrar eder bu döngü ta ki ziyaretine gelenler kapıda belirmeye başlayana kadar.
    0 ...
  8. 5.
  9. " yogun bakımdı.daha bir soguktu sanki yapısı diğer bölümlere göre.neyle karsılacagımı bilmiyordum ama tahmin edilmeyecek gibi değildi. gözyaşlarımı akıtmamak için boğazımda düğümlüyordum. ya gözlerime bakarsa ya ağladığımı görürse ya anlarsa bir umut kalmadığını. benden önce girenler anlatmışlardı az çok duyuyormus anlıyormus diyorlardı. durum bu kadardı yani duyuyor anlıyor.. oysa daha 2 gün önce biz bırakmıstık hastaneye yürüye yürüye girmişti neler oldu bu iki günde diye tırnak etlerimden cıkarıyordum hıncımı, ne yaptılar ona.. nasıl farketmemiştik içten içe işleyen kanseri. biz miydik sorumsuz yoksa o mu artık vazgeçmişti yaşamaktan. belki de 20 yıl önce elleriyle gömdüğü sevgilisinin yanına gitmek için acele ediyordu belki gec bile kalmıstı kendince.agır adımlarla ilerledim o taş plakalar üstünden, her adımda daha bir güçsüzlesiyordum sanki. 10 15 yataklı bir odaydı hepsinde solunum, kalp cihazları, iğrenç bir ilaç kokusu. önünden geçtiğim ilk hastalarda göreceklerimin taşıyamayacagımdan cok olmaması için dualar ediyordum. sonunda yanındaydım işte. tum yasamımın mahvolmasına sebep olan adamın karsısındaydım. yıllardır duydugum kızgınlık, öfke akıp gitmisti içimden. gözyaslarım artık bogazımda değildi. ölürse aglar mıyım dıye düşündüğüm o değil miydi oysa. elini tuttum öptüm, en son ne zaman öpmüştüm o elleri? gözlerinin feri gitmişti, içimdeki ses ölüyor diyordu dayanamadım güçlü olacaktım olamadım kalk dedim kalk hadi bak hepimiz seni bekliyoruz bütün cocukların herkes burda,bırakma kendini kalk hadi ihtiyacımız var sana. vücudum agır geliyordu artık.. gözünden akan bir damla yaş gördüm sadece, yığılmışım.son görüşümdü onu, son bakışımdı. sabah 6 da calan telefon aynen 20 yıl önce annem için gelen telefon kadar acıtmıstı canımı daha acmadan. sürekli aynı laf dudağımda; babam..babam.."

    (bkz: sizin hiç babanız öldü mü)
    1 ...
  10. 6.
  11. arka arkaya yalan söylemek zorunda oldugun durum.
    karsındakinin son saatleri oldugunu bilsende bugun çok iyisin rengin yerine gelmiş demek zorunda kalırsın.
    eger ailesi çocukları gelmiyorsa aileniz geldiler ama odaya biz almadık yasak dersin.
    kısacası son saatlerini mutlu gecirsin diye elinden gelen herseyi yaparsın.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük