--spoiler--
ölmek istemezdim asla
siyah meksika köpeklerini
rüyasız uyuyanları
sıcak yolları aşan
çıplak kıçlı maymunları
ağları balonlarla delik deşik
gümüş örümcekleri
bilmeden ölmek istemezdim asla.
ölmek istemezdim asla
ay sahte parlak ve keskin
bir görüntünün mü ardında
soğuk mu güneş gerçekten
ve mevsimler yalnız
dört tane midir diye bilmeden
bulvarlarda bir kıyafeti
giymeyi denemeden
ve bir lağım borusuyla
dikizlenmeden
aletimi esrarlı köşelerin
içine geçirmeden
bitirmeyi istemezdim.
cüzamdan ya da yedi hastalıktan
payıma düşeni almadan
ne iyi ne kötü, çünkü şurda hastalığına yakalanan
beni biraz öfkelendiriyor.
eğer eğer eğer bilseydim ki
tek başıma halledebileceğimi
ve hatta bildiğim her şey
tüm tutkularım ve tutkuyla bağlanacaklarım
yosunların dans ettiği denizin yemyeşil dibi
çatırdayan yeryüzü, çamların kokusu
ve birinin öpüşleri
onun öpüşleri, işte o
onun şu güzelliği olsaydı
bira bardağım, mor kelebeğim
ölmek istemezdim asla.
ağzını ağzımla
vücudunu ellerimle
geri kalan her yerini
gözlerimle harcamadan
kimse daha fazla kibar kalmadan
solmak istemezdim asla
ölümsüz gülleri
iki saatlik bir günü
dağdaki denizi, denizdeki dağı
acının ölümünü
rengarenk gazeteleri
hep mutlu çocukları
diğer bir sürü şeyi
dahi mühendislerin
neşeli bahçıvanların
endişeli sosyalistlerin
şehirli şehirlilerin
ve düşünceli düşüncelilerin
akıllarında yatanı kimse keşfetmeden
görecek çok şey var daha
görülecek ve duyulacak
karanlıkta bakınarak
çok zaman var bekleyecek
ve şimdi ben görüyorum sonu
çirkin yüzüyle gürleyerek yaklaşırken
felç eden bir sis gibi
açmış bana kollarını
hayır baylar bayanlar
tatmadan en büyük acıyı
en güçlü tadı almadan
ve varmadan ölümün hazzına
ölmek istemiyorum asla.
--spoiler--