şöyle açıklayayım.
Atatürk’ün son komaya girişini Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak anlatıyor. Özel hekimi Prof. Dr. Neşet Ömer irdelp Atatürk’ten dilini uzatmasını istiyor ama Atatürk dilini içeri çekiyor. Kafasını sağa çevirip, biriyle konuşur gibi ‘Aleykümesselam’ diyerek 8 kasım 1938 saat 19.00’da komaya giriyor. Vefat edene kadarki 38.5 saat boyunca konuşmuyor.”
göz önünde bir silüet belirir.
- : ... (boşluğu bir isimle doldurun.) vakit geldi.
+ : ... (boşluğu başka bir isimle doldurun.)
o silüet, aslında uzun zaman önce ikisinin yollarının ayrıldığı ve uzun zamandır hayatta olmayan bir kimsenin kılığında görünen azraildir.
- kanki bak şimdi üç deyince elleri bırakıp öyle ilerliyoruz tamam mı?
+ ya olm saçmalama zaten kaldırım daracık, bisiklet sağlam değil
- la oğlm ne korkak çıktın sende izle şimdi abini
- getir fikret merdiveni şuraya. ampulü takalım.
+ al muhittin abi ama merdiven sağlam değil yalnız, ben tutayım merdiveni
- ne tutması oğlum. merdiven sağlam. orada pense var onu getir sen.
Annemin bir arkadaşının kızı vefat etmişti. Kocaeli'nde üniversite kayıdına gidiyorlar araba ile. Kız diyor ki "ben ortaya oturayım kaza maza olursa siz ölürsünüz" gülüyor. Beş dakika geçmiyor yoldan geçen bir kamyonun fırlattığı koca bir taş arabanın ön camından girip kızın kafasına saplanıyor ve kızcağız oracıkta ölüyor. Bu ölümü bir türlü hafızamdan silememekle birlikte böyle şakalar yapmaktan da ödüm kopuyor o gün bugün.