Bu sadece bizim topluma has birşey değildir. Dünyanın neresine gidersen git ölen kişinin arkasından iyi dilekler dilenir. Kötü düşüncesi olan zaten o ortamda bulunmaz.
ülkemizdeki geleneklerden meydana gelen zorunluluktur. yani bir cenazede düşünsene "nasıl bilirdiniz" diye sorulunca "uruspu çocuğunun tekiydi" denildiğini. hoş değil..
aynı şekilde ekranlar karşısında başka bir ünlüye sorulunca "kavasın itin tekiydi her gece alemlerde karı kız işlerindeydi kesin cehenneme gider " denildiğini. aslında olsa çokta kötü olmaz en azından samimi bir ortam olur sanki he.
iyi konuşma zorunluluğu değil, insan olma vasfına yakışır olmak ve her ne olursa olsun, ne yapmış olursa olsun, "yaradılanı hoş gördük, yaradandan ötürü" duruşudur.
Kusursuz insan yoktur ve o kusurlu insan, günahlarıyla, veballeriyle terk-i diyar etmiştir ve söylemler karşısında, kendini savunacak durumda değildir artık...
Samimiyetsiz, yersiz ve gülünç pohpohlamalarla anılması gerçekçi ve dürüst bir yaklaşım olmasa da, nezaket ve manevi duyguları hiçe sayarak, kötü ve nahoş söylemler de bulunmak da bir o kadar itici durur.
Yaşarken yüzüne haykıramadığınız, tavır alamadığınız, alaşağı edemediğiniz insanları, vefatından sonra masaya yatırıp irdelemek beyhude bir eylemdir.
Eleştirmek, olumsuzluklarını nezaketle konuşmak evet lakin nerde duracağınızı bilerek, kantarın topuzunu kaçırmadan...
zorunluluktan değil, artık yaptıklarının hesabını başka alemde verecek ayrıca söylediklerinize karşı kendini savunamayan biri hakkında kötü konuşmak hoş değildir.
zorunluluk değil tamamen olgunluktur. hiç sevmediğiniz birine sırf öldüğü için övgüler yağdırmak nasıl samimiyetsizlikse, çirkinleşmek de terbiyesizliktir. . ölüm gibi her şeyi sıfırlayan bir anda susabilmek, kontrollü olabilmek insan olmanın gereği bir davranış hepsi bu.
insan aslında sustuklarıyla ''insan'' oluyor.
( burda ki susmak haksızlığa susmak anlamına gelmiyor)