günümüzde artık çeşitli kavramların iyice karıştırılmaya başlandığının bir göstergesidir. bir insanın laik olması, atatürkçü olması, chp'li olması, metalci olması vs. onun müslüman olmadığı anlamına gelmeyeceği gibi bir kişinin şakirt olması, dindar olması, akp'li olması vs. onun atatürk'ü sevmeyeceği anlamına gelmez bütün bunlar hoşgörüsüzlüğün bir sonucudur. biz birbirini çekemeyen bir toplumdan oluşan ülke değildik yapmayın abiler, ablalar.
sonuç olarak tabiiki laikçinin cenaze namazı kılınabilir.
kılınamaz, çünkü laikliğe aykırıdır. din bireyseldir, kılınacaksa ölü kendi namazını kendi kılmalıdır. dolayısıyla herkes ölmeden önce bir köşede kendi cenazesini kılmalıdır. din allahla kul arasındadır. insanların toplanıp cenaze namazı kılması laikliğe aykırıdır. atatürk ilke ve inkılapları ile bağdaşmaz. hatta defnedilmesi dahi bağdaşmaz. kendisi öleceğini anlayacağı zaman bir yer kazıp oraya girmelidir. çünkü din bireyseldir, ibadetler bireyseldir. kimse kimsenin inancını sorgulayamaz. kamusal alanda dini unsurlar olamaz. herkes dinini içinde yaşamalıdır. hatta o kadar içinde yaşamalıdır ki dışarısına hiçbir şey yansımamalıdır.
buram buram genelleme kokan sorundur.
merhum/merhume hayatı boyunca irtica adını verdiği islam ile savaşmışsa geçmişler ola.
ha pardon! bu yaşadığı hayata rağmen son anlarında da olsa müslüman olduğunu belirtir, tövbe ettiğini söyler ise sorun yoktur.
bunun haricinde mevta dinini yaşayan ve laik sistemi savunan bir birey ise sağlığında, onun namazı zaten kılınır.
ama cenaze üzerinden prim yapmak her iki cenaze için de hoş değil.
yanlış hatırlamıyorsam hz. muhammed'in, bir gayrimüslim cenazesi kaldırılırken ayağa kalktığını okumuştum.
o konuda kafasını yoranlar bir de hz. muhammed'in (s.a.v.)
"devlet malını yiyenler" in cenaze namazını kılmadığından haberdarlar mıdır acaba?
--spoiler--
Her şey Cenab-ı Hak tarafından insana bir emanettir.
Bu bakımdan bir millet ve devletin malları da Cenab-ı Hakkın bir emanetidirler.
Cemiyet-i beşeriyede öyle zalimler vardır ki, hıyanet hançeriyle bu milletin kalbini yaraladıkları gibi, mal ve mülklerini de talan etmektedirler. Peygamber Efendimiz (sav.),Hayber savaşında elde edilen ve henüz taksim edilmemiş olan
kamuya ait
ganimetlerden bazı değersiz eşyayı alan, daha sonra da düşman tarafından öldürülen sahabenin büyük bir günah işlediğini, bu günahtan dolayı şehit olmadığını belirtmiş ve