şimdi burada kimi dalgasını geçiyor, kimi de sinirleniyor ama ben o çok yadırganan durumun gerçekleştiğine kendim şahit oldum.
lisedeyken bir arkadaşımın babası çok hastaydı. o sıralar onlara çok gelip giden babasının eski çocukluk arkadaşı vardı. babasının en iyi arkadaşıymış adam, can dostuymuş.
sonra benim arkadaşın babası ölüyor. olayın üzerinden çok kısa bir süre geçtikten sonra merhum babasının arkadaşı ve arkadaşımın annesi beraber yaşamaya başlıyorlar. daha sonra da evleniyorlar.
tabii benim arkadaş uzun süre bu durumu yediremiyor. annesine ve yeni üvey babasına bir liselinin koyabileceği ölçüde mesafe koyuyor. uzun süre bu böyle devam ediyor.,
şu an üzerinden yıllar geçmiş durumda ve herkes durumu kabullenmiş. benim arkadaş bile. tabii adama "baba" demiyor, "abi" diyor.
şimdi burada türk toplum ahlakı normlarına göre, arkadaşının karısıyla evlenen adam "kötü".
ama "neden?" sorusunun bir cevabı yok. tam olarak.
erkek, eşi öldüğünde evlenebilir; kadın neden eşi ölünce başkasıyla evlenemesin?
bir kadın dul kalınca neden tekrar evlenmemesi "sadıklık" olarak görülür?
yoksa burada olay evlenmesi değil de evlendiği kişi mi?
Herkes imtihan edilmektedir. istisnasız. Büyük konuşmamak gerek zira başa geldiğinde meydana çıkar insanın cevherinin aslı esası. Kolay gibi görünür hayat, en çok hata yapılan şeyler en kolay görülenlerdir. Atalar ne demiş? "Neydim noldum deme, nolacam de" akıbetimiz hayr olsun. Yaradanın yüzüne bakacak yüzümüz olsun. Kulların yüzüne bakacak yüzün varsa, hakkın önünde yüzün yere düşmez asla.
