ney palım yani topluca intihar mı edelim ? elbet bir gün ölüm gelecek, insanlar yaşamaktan vaz geçmesinler diye dinler size ahiret denen sikko olguyu aşılıyor. ölmeyin de yaşayın diye yapılan bu şey zorbalıktır.
insan özellikle unutkan ve fedakar yaratılmıştır. öyle olmasa insan nesli ilk bir kaç doğumdan sonra sona ererdi. kadınlar acı çektiklerini unutmaz ve bir daha doğurmazlardı. ölümü ve başka şeyleri unutmasak yaşamaya devam edemezdik.
Tekrar susayacağını bile bile su içmek. Burdan şu anlam çıkıyor ki hayat bir döngü üzerine kurulu. Her alanda bunu görebilirsiniz. bakara 28 ayetinde yine ona döndürüleceksiniz ile yine bir döngüden bahsediliyor. doğdunuz yaşadınız ve çemberin tekrar sonuna gelip ona döneceksiniz.
Ölümle uyku arasındaki benzerlik gibidir. uyumak zorunda kalacağını bile bile uykuya direnmek gibi. Şu an benim az sonra yapmak zorunda kalacağım gibi. Ama ölümden sonraki bilinmezlik, yaşamın gürültüsünden daha baskın ve ürpertici bir sessizlikle korkutur bizleri. Bazen bu sessizliğe bırakmak isteriz kendimizi. yaşamın gürültüsünden kurtulmak için, bizi hayata bağlayan hiçbir neden kalmadığını düşündüğümüz zaman, ölmekle yaşamak arasında iki tercih çıkar önümüze. işte o zaman hiç yaşamadığımız bir olay olduğunu hatırlarız ölümün. Önümüzde Yaşadığımız ve bildiğimiz bir hayat varken, daha önce hiç yaşamadığımız ve sonunu bilmediğimiz ölümü tecrübe etmek istemeyiz. Ta ki, ölümü tecrübe etmek zorunda kalacağımız güne kadar yaşarız. O güne kadar Yaşamak zorunda kalmayı tercih ederiz.
Bu düşünceyle ilgilenmedikçe bir önem teşkil etmez. Çoğu insanın hiç ölmeyecekmiş gibi yaşaması bunu gösterir. Ptagoras'ın dediği gibi, insanın algıladığı şeyler vardır, algılamadığı şeyler yoktur.
yanlış bir genellemedir.bazı insanlar yaşayamaz.yaşamaya çalışsa da hayatının her safhasında yanındadır bu illet düşünceler.örneğin tolstoy,şimdilerde ise ben.
Sadece insanlara aittir. Öleceksin kaçışın yok kesinlikle öleceksin bunu bilmek gerçekten çok can sıkıcı.
Biz insanlardan başka hicbir canlının haberi yok...