süleyman azraille olan bir kaç görüşmesinin birinde ona ölümünü kendisine haber vermesini ister. o ise buna onu allah bilir şeklinde cevap verir.
bir gün azrail süleymanın ruhunu kabzetmek için çıkagelir. süleyman ona hani bana haber verecektin der.
o ise
- ya süleyman ben sana pek çok kez haber vermedim mi, annen şimdi nerede? baban şimdi nerede? sevdiklerinden ölüp gidenler olmadı mı? doğrusu ben senin ölümenden seni pek çok kez haberdar ettim der.
şimdi bunu niye anlattım? çünkü öleceğin gün bir şey yapamazsın artık bitti. iş işten geçti. az sonra son tuşa basamadan ölüp gidebilirim. bu seferlik ölmedim. ama ölümüm bana pek çok kez haber verildi, size de...
ölecegim gun yanliz olmak isterim. sahte aglayislar ve o an duyabilecegim yalanlardan uzak. denizi seyrederken azraili beklemek isterim basit bir bankin uzerinde esortmanlarim ile. ilk bahar olsun hatta o gün. yakinlarda kiraz agaclari olsun cicek acmis. dunya yeniden dogarken ben öleyim.
renkli rüyalar otelinin mütevazi bir suitinde yanımda hiç tanımadığım ama ona içten içe bağlandığım güzel bir kadının koynunda ölmek isterim. umarım böyle olur.
