şimdi biri çıksa bunlardan birine sen öldüğünde gömülmek istiyorsun ama biz seni gömmeyeceğiz. yakacağız.. o ufak beyinlerinizle birazcık empati yapın lan.. diriye saygınız yok bari ölüye saygınız olsun.. hani islam özgürlük diniydi.. ? bırakın insanlar bedenlerini yoketmek istiyorsa öyle yapsınlar.. sanki toprak altında yüzyıllarca sağlam kalıyor o beden..
doğaya geri dönüşümünün çabuk olmasını isteyen düşünceye sahip insandır. bu arada, soyut bir kavram olan "zihniyet"in insan anlamında kullanılması yanlıştır. öldüğünde yakılmak isteyen insan da olamaz, zira öldükten sonra istekte bulunulamaz. Doğru tanım, "öldükten sonra yakılmasını vasiyet eden insan" olabilir.
hayatta olmayan, kendini müdaafa şansı olmadığı için hakarete uğrayan zihniyettir. o zihniyetin derdi sizi mi gerdi? müslüman olmayan zihniyettir diye her zamanki gibi onu bunu galeyana getirip dincilik oynayan hormonlu gerizekalılar siz isterseniz öldüğünüzde ayrı düşmemek için fetonun götüne gömülmek isteyebilirsiniz. yemin ediyorum o zaman ben saygı duyarım bak yemin ediyorum.
ölümden sonrasını bu kadar çok kafaya takan zihniyet tuhaftır.
(cem yılmaz tonlamasıyla) öldüm lan ben?
inanç olayına hiç girmiyorum. ister ''bedenimi yakın başında akdeniz akşamları söyleyin'' inancı olsun, ister ''götüme pamuk tıkın hava almasın'' zihniyeti olsun, hiç fark etmez. söz konusu olay dini vecibeleri yerine getirmekse bile bu olay ben öldükten sonra benim elimde olan bir şey değil zaten. ben yaşarken ''beni yakın'' diye kıçımı yırtsam da, ben öldükten sonra cenazemle ilgilenecek olan ailem/eşim/dostum/kim varsa bir karar verip ''yok lan atak çöpe biz bunu'' dese bana ne? yani bana ne dediğim yine inançsızlık değil, benim ölümümden sonra gelişen olayların günahından sevabından ben sorumlu değilim ki?
hayatı çok iyi yaşıyoruz sanki de tek sorun gebermiş beden amk.
ulen bu sözlüğe vasiyetimdir;
ben ölünce bedenimi toprağa gömmeyin, solucandan korkarım lan ben(aha işte en fazla bu söz kadar mantıklıdır ölmüş bedenin geleceğine karar verebilmek).
o kara toprağın altına girip kurtlar tarafından yenmek, gecenin zifiri karanlığında yapayalnız olmak hangimizi korkutmaz ki. ölüm korkusu belki bu düşünceler yüzünden sarar bedenimizi bazen. mezarlık ürkütücüdür. ayrıca fıkır fıkır o kurtlar gıdıklasa kaşınamazsın da.
ne bileyim insan azap çekerken bile yanında birisinin olmasını ister, cehennemde yanarken bile şöyle birkaç kişi olmalı etrafınızda. hatta cennette mükafat görürken de birileri olsa fena olmaz.*
belki yakılmak istenen kişinin de bu tür fobileri olabilir. kime ne, bize ne.
sana nedir ve bana nedir? kişinin kendi seçimidir, düşünüşüdür, inancıdır. herkes müslüman olmak zorunda değil, herkes bir dine, kurallara inanmak zorunda değil.
sana ne? niye kafa yoruyorsun? inanç bazında niye kişinin kendi seçtiği yoldan sonuna dek gitmesinden rahatsız oluyorsun? hepimiz sandalye bacağı gibi aynı tornadan çıkmış olsak mutlu mu olacaksın?
not: bu ileti üstteki iletiyi ya da başka bir şeyi refere etmemektedir. başlığın falan filanı da değildir. silmeyin amk, usandım gari!
inandığı ne olursa olsun bedeninin doğaya ait bir parça olduğunu görememiş olduğundan doğanın bedeninden faydalanmasını istemeyen kişi zihniyetidir.
edit: deniz de doğanın bir parçası olduğuna göre doğaya bir katkısı olmayan küller yerine öldükten sonra bedenine ağırlık bağlanıp denizin dibine inerek doğaya karışmayı da vasiyet edebilir insan. su aşığı bir balıkadam olarak ben de bunu isterim aslında.
kabir azabından ve kabirde ilk gece hortlama ritüelinden yırttığı için bazı müminleri kıskandırmakla kalmayıp, dindeki buglarla yüzleştiren zihniyettir.
sürekli başında ağlıycak birilerinin olmasını istemeyen zihniyettir. temiz iş yakın külleri savurun nerde olduğunu bilen olmazsa mezarının başında ağlama gereksinimi hissedecek sevdiklerinde olmaz onları düşün biraz da.
öldüğünde bile din tacirlerinin zokalarını yutmuş embesillerce rahat bırakılmayan insanların oluşturduğu, kimilerinin; "bir türlü anlam veremiyoruz" çapsızlığıyla eleştirdikleri zihniyettir.
sizin anlam vermeniz gerekmiyor. anlam, sizin tekelinizde değil.
anladınız mı?!
tabi ki hayır!
akıl-mantık sınırlarını zorlayan hastalıklı bir zihniyettir.
bunun mantığını anlamadım ben. hayır bu işin özü ganj nehri'ne savrulmak değil mi? özeniyorsunuz bari işinizi tam yapın kirletmeyin denizlerimizi?
sonra balıklar onu yemek sanıp yiyor ve solungaçlarına yapışıp nefes alamadıkları için ölüyor. lütfen duyarlı olalım!!
edit: zaten yanacaksın, neden bu dünya üzerinde kendini yakarak iki kere fırınlanmış makarna muamelesini reva görüyorsun kendine!! o değil ne çok yakılarak savrulmak isteyen eleman varmış birader!
diğer insanları ilgilendirmeyecek bir zihniyettir. size nedir. doğrusu size giren, çıkan nedir. her insan kendi hayatını yaşar bu dünyada. ölümünden arta kalan bedenini ne yapacağıda ona kalmış bir husustur. bir düşünceye körü körüne bağlı at gözlüklü insanların özgürlük nedir algılaması ne kadar zor olduğunu göstermiş zihniyettir ayrıca.