abdullah öcalan tabi hatta bırak pişmanlığı deli bir sevinç duyacağım, dünyaların benim olacağı kesin.
bir de 7 sene dost dediğim, eve size kalmaya geliyorum deyip, kalırken evimi soyan, üstüne başıma türlü belalar davalar açan .pu çocuğu. aynı şekilde pişmanlık bir yana deliririm mutluluktan.
gerizekalılık bir yana insanlıktan nasibini almamışları da gösteren insanlardır. doğal seleksiyon esnasında bu insanlığın gayrısında kalmış aptallara ait genlerin halen gen havuzunda bulunması da bana evrim teorisini sorgulatan acı bir gerçektir haddizatında. sorguladığım bir başka gerçekse neden bu tür mallarla aynı platformda yazılar yazıp vakit geçirdiğimdir.
kendi ölü olan insan söylemidir. can sahibi hiç bir varlık yokedilirken rahat edilemez. savaşta mecburen sıktığın kurşun bile insanı sıkar sonrasında. görevini yaparsın ama insanlığın da gereğini hissedeceksin.
size bir örnek vermek isterim.
kuyucu murat paşayı bileniniz var mı bilmem.
kendisi döneminin celali isyanlarını acımasız şekilde bastıran, millet ve devlet adamı bir sadrazamdır.
bir gün isyan eden bir atlının ölüsüne sarılmış vaziyette kalakalmış bir çocuğa bakakalan yeniçerileri görür. ne syredersünüz, isyanın başı gövdesinde mi kala der. paşam isyankar ölü ama çocuğa ne edek bilemedik diye cevap verir askerler. kuyuyu işaret ederek, bugün babasının cesedine sarılan bu çocuk, ileride devletin düşmanı olacak. gereğini yapın der. şaşkın bakışlar altında çocuğun babasının yanına atılmasını emreder. kimse kımıldamaz. alıp kendi atar çukura.
işte böyle bir sadkat ve görev adamının gecelerini anlatır vakanivüsler. kuyucu murat paşa görev sonrasında çekildiği çadırında sabaha kadar namaz kılarak, gözyaşları içinde allah a yakarırmış. yazılan odur ki kuyucu murat olarak görevimin gereğini tereddütsüz yaparım ama birde murat vardır ki, insan olarak yaptıklarının hesabını vermenin derdindedir. birni diğerine karıştırmadan, ikisi ilede yaşamaya mahkumdur bu can.