görüntü hoş olmayabilir fakat kendimizi o askerlerin yerine koymak gerekir. yanı başınızda silah arkadaşınız ölüyorsa, mayın yüzünden kolu bacağı kopuyorsa, mermiler kafanızın hemen yanında geçiyorsa o cesetleri bile taşımak zor gelir insana. savaşta mantık aranmaz arkadaşlar. davulun sesi uzaktan hoş gelir.
birde şunu düşünmek gerekir, bizim ordumuz askerlerin naaşlarını bırakıp kaçsa teröristler onlara nasıl davranırdı. yıkayıp cenaze namazı kılmayacakları kesin.
savaş psikolojisinde olası bir durum olduğunu söyleyen arkadaşların aynısını askerlerimize yaptıklarında gıklarını çıkarmamaları gerekmektedir. bu nerede, kime ve nasıl yapılırsa yapılsın adice bir görüntüden başka bir şey değildir. bu ülkede bir çok insanın (bkz: hitler)e laf atmaya hakkı yoktur, bir çoğunun faşizmin babası (bkz: hitler)den farkı yoktur.
Az bile şerefsizlere ne yapılsa yeridir. yok onlarda insan diye düşünenler kendinizi kandırmayın lütfen. insanlık böyle olmaz.
(bkz: bir tek dilegim var beter ol beter)
-nasıl yaşarsan, öyle ölürsün, nasıl ölürsen, öyle imtihan olursun. derler. yatacak yerleri yok bunların. ölüsüne bu yapılmış ne fark eder? ölü hallerine yapılan bu şey insanlık dışı gibi görünebilir ama daha üç beş gün önce neden yaptığını bile bilmeden askerlerimize kurşun sıktı o beden.
her zaman olan birşey değildir. zira asker kurallara uymak zorundadır.
taciz ederler, kurallara uyarsın.
arkadaşın kolunu bacagını kaybeder kurallara uyarsın.
arkadaşın kollarında ölür kurallara uyarsın.
kuralları delebildiğin ilk anda ise işte böyle hıncını cıkarırsın.
kimse bana insan hakları zart zurt demesin. diyecek olanın dilini keserim.
tarihte de bunun bir örneği mevcut güzel anadolumuzda. hani benzetmek gibi olmasın, hektor bu toprakların gördüğü en kahraman askerlerden biridir. lakin truva savaşı'nda akhilleus hektor'u öldürdüğü vakit ibret-i alem olsun, cümle truva akhaların ve akhilleus'un gücünü görsün diye koskoca truva prensini atının arkasına bağlayıp da halkın gözünün önünde sürüklemişti. yanılmıyorsam on gün falan böyle yapıyor. ardından truva kralı çocuğunun cesedini almak ve ona uygun bir cenaze düzenleyebilmek için akhilleus'un dizlerine kapanıyordu. koca kral bir askere yalvarıyordu, özetle.
bu olayı iş olsun diye anlatmadım. evet, dağdan sürüklenerek indirilesi kimseler vardır. ama bunlar pkklı teröristler değil. niye, çünkü onları indirirsen başkası çıkar dağa. bazen vahşi olmak gerekir savaşta, bunu da kabul ediyorum- ama bunu piyonlara yapmayacaksın. o dağın tepesinde keyif çatarken kürt çocuklarını gaza getirip askerlerin üzerine salan ağalar var ya, onları indireceksin bu şekilde, gücün yetiyorsa. yok insan hakkıymış yok oymuş buymuş, bunları bana anlatmayın. savaştan bahsediyoruz burada. amerika saddamı astı mı? usame bin ladin'i evinde silahsızken, küçücük kızının gözleri önünde öldürdü mü? elinden gelse mahmud ahmedinejad'a ya da muammer kaddafi'ye benzer şeyler yapacak mı? kaldı ki usame hariç bunların hepsi o ya da bu şekilde devlet başkanı, düne kadar saygın kişilerdi. özetle, sen bu adamların babasına dokunamıyorken, asıl kurucularını pışpışlıyorken basit askerleri sürüklemenin çok da bir anlamı yok. bir şekilde psikolojik bir harp yürütülüyordur bunu anlayabiliyorum ama, akhilleus kadar cürumun varsa hektora muadil adamları sürükleyeceksin, bunu demeye çalışıyorum.
"Peygamber Ocağı" olarak görülen bir yerde bu görüntüler hiç olmamış. Aslında kararsız kaldım iyi mi yapmışlar, kötü mü bilemiyorum ama Türk askeri bunu yapmamalı.
buna benzer her olayda heryerde görülebilcek eylemdir. az bile yapılıyor. kimse aynı odada uyuduğu arkadaşını öldüren bi insanın ölüsüne bile saygı duymaz duyması da beklenemez. demokratiklik insanlık gibi söylemler artistlik için söylenenen sözlerden ibarettir. herşey öyle demekle olmuyor işte.
o kadar şehit haberi aldıktan sonra az bile yapıyorlar dedirten olay. onlar bayrağımızı yakarken, atatürk büstlerine saygısızlık yaparken kimse ses çıkarmaz iki leşi yerde sürükleyince herkesin sesi ayyuka çıkar nedense.
anlık kin ile yapılmıştır. zira yerde sürüklenen tarafın, askerlerimize yaptıkları işkenceleri de bilmekteyiz. ancak bu duruma en çok ülkeyi ikiye bölerek güçsüzleştirmeye çalışan dış güçler ve içerdeki ajanları sevinmiştir. yerde sürüklenen kişi kandırılmış, ülkede hiç bir hakkı olmadığı düşündürülen tarafı, sürükleyen asker ise kandırılan kişilerin yaptıkları yüzünden kalpleri kin ve nefret doldurulmuş tarafı temsil etmektedir. senaryonun sonunda dış güçler ve ajanları, "sizi kurtaracağız" şeklinde kurtarma operasyonu düzenleyerek barışı getireceklerdir. ancak bu barış geldiğinde kandırılan taraf bu günleri çok arayacaktır. (bkz: ensesine vur ekmeğini al.)