recebim kişisinin iki lafla nasıl insan güttüğünün göstergesidir.
şimdi itiraz edenler diyor ki; arkadaşım laf var, iş yok.
savunanlar da diyor ki; olur mu ya laf var, cesaret ister.
cumhurbaşkanı nereye gitmiş bu mevzudan 1 hafta sonra? israil. ee? hem lafı söyle sonra memurun gibi cumhurbaşkanını gönder özüre.
hani delikanlılık?
hani ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz dı?
neymiş el pençe divan duran başbakanlar görmüşüz. lan iyi ki ecevit son günlerinde yanlış bir poz verdi ha! sakız ettiniz rahmetliyi.
ama işte tayyipin değeri bu kadar. ecevit'in duruşundan daha iyi duruyor!
ecevit el pençe duruyordu ama amerikaya rağmen kıbrısa çıkartma yaptı? amerikaya tezkere vermedi?!
arkadaşım, amuda kalksın, yerlerde sürünsün gerekirse. ama her türlü artistliği yap ekranlarda, bacak bacak üstüne at; sonra adamın çaycısı gibi her çağırdığında ayağına git. sürekli telefonla rapor ver. bir dediğini iki etme.
yok hacı. el pençe dursaydı da biraz olsun bağımsız olsaydı.
amerika'nın valisi gibi hareket edeceksin, ama duruşun sert olacak; iki de atasözü patlat, yaptıklarına ters kelimeler söyle.
birileri de bunu hakikaten ve ciddi olarak yesin?!
ya bizim milletimizin bir bölümü hakikaten salak veyahut partizanlığını salağa yatarak kapatmaya çalışan insanlar var. ben ikinci ihtimali daha kuvvetli buluyorum.
rte nin yalancı, iki yüzlü ve alçak biri olduğunun en büyük kanıtı sözlerdir.
kamera önünde, meydanlarda şov yapıp, kamera arkasında, kapalı kapılar ardında taşşak yalayanların kim olduklarını biliyoruz artık; çoluk-çocuk yok karşınızda; söylenene inanmayıp yapılanı pür dikkat takip eden sayıları az da olsa birileri var bu topraklarda hala...
hareket sözden daha çok ses çıkarır. rte her ne kadar sert çıkmış, gül cezasız kalamaza benzer ibareler kullanmışsada israil in yaptığı yanına kalmıştır.
kolluk gücünün darbesi sonucu ölen çocuğa karşı kolluk gücüne karşı sesi çıkmayan,sabire yaman'ın katiline (polis)en ufak bir hareketlilik göstermeyen, ama mevzubahis ibrahim tatlıses için özel muamele gösteren,
yaşlılara meydan okuyup (israil) iran sınırında öldürülen insanlarımız hakkında tek kelam etmeyen, uğur kaymaz başta olmak üzere öldürülen onlarca çocuğu görmeyen, devlet koruyamadığı için öldürülen onlarca kadına sırt çeviren, üniversite harçları ve/veya okul harçlığı için çalıştığı inşaatta "iş kazası" sonucu ölenlerden bi haber kişilere söylenecek sözdür.
"sayin erdoğan benden yaşlısın. sesin çok yüksek çıkıyor. biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması bir suçlululuk psikolojisinin gereğidir. benim sesim daha da gür çıkacak. bunu da böyle bilesin. öldürmeye gelince siz öldürmeyi de çok iyi bilirsiniz. sokaklarda, meydanlarda gencecik çocukları sopalarla, gaz bombalarıyla, mermilerle nasıl katlettiğinizi çok iyi biliyoruz."
" 'tomaların üzerinde taksime girdiğim zaman, kendimi bir farklı mutlu hissediyorum.' diyen başbakanlarınız olmuştur."