dünyadaki en ilginç tecrübelerden bir tanesidir ve tahmin edebileceğiniz gibi bundan daha büyük bir tecrübe varsa o da ölmektir. ölmek sadece bir kere yaşanabilecekken öldürmek çoğu kez yapılabilir.
bu potansiyele hepimiz sahibiz... sadece bizler, öldürme potansiyelini iliklerinde hissedip sadece tanrının yüzü suyu hürmetine bunu yapmayanlar, can almanın ne kadar muhteşem olduğunu bilebilirler.
yoksa sorun değil.
islami kaynaklarda ilk katilin kabil olduğu söylenir.
Habil ve ağabeyi Allah'a birer kurban sunmuşlardı. Kabil, kendi kurbanı Allah tarafından kabul edilmediği için kardeşini öldürmeye karar verdi (Maide Suresi, 27-32).
ibni ishak tarafından rivayet edilen ve sahih olmayan bir islam hadisine göre ise Habil ve Kabil'in birer ikiz kız kardeşi vardı ve birbirlerinin kardeşiyle evlenmeleri istenmişti. Kabil'in ikizi, Habil'inkinden daha güzel olduğu için Kabil bu değiştirmeyi kabul etmedi..
Kabil Habil'e onu öldüreceğini söylediğinde, Habil, Allah'tan korktuğunu söyleyerek karşı koymadı ve ağabeyine el kaldırmadı. Ancak Kabil'in cehennem ateşinde yanmasını diledi. Bazı liberal islami akımlara göre Habil pasifizmin ve şiddet karşıtlığının ilk savunucusudur. Daha sonra ağabeyi, Habil'i öldürdü ve yeryüzündeki ilk cinayeti işlemiş oldu (Tirmizi, 2812).
not:Kuran'da cinayetin ne şekilde işlendiğine dair bir açıklama yoktur.
musevi ve hristiyan kaynakları da benzer şekildedir.
yok etmek. kendi kendinden çıkarmak, başkalaştırmak.
"ilk kez öldürmeyeceğim onu ben. yıllar önce yine öldürdüm içimdeki deniz kızını. sene 2000'di. platin saçlarımı koyu kumrala boyayıp sonra kağıt makasıyla doğramıştım. soranlara fönde yandı yalanını anlatıp kimseyi değil en çok kendimi kandırmıştım. az kaldı sarışın deniz kızının ölmesine. bu kez gerçektan ölecek. çocuklar gibi saçlarımı başka renklere de boyamayacağım 18 yaşında değilim artık. doğal bir ölüm olacak bu. tek taraflı bir vazgeçiş içimdeki deniz kızından. onu çok sevdim çok. kimse bilmez ne kadar sevdiğimi. sevginin kantarı yok. onu çok sevdim ben. hiç sahip olmadığım kız kardeşim ve belki doğmamış hiç doğmayacak kızım gibi sevdim onu. o beni hiç sevmedi. sevse bir parça şans verirdi bana, bir ümit verirdi vermedi. gelmeyecek şafak gününü bekledim ben deniz kızımla. şafak doğmadı. saydım günleri, bekledim. beklemeyi sevdim. gelmedi. artık beklemiyorum. ne deniz kızımın bana şans ile dönmesini ne güneşin doğmasını üzerime. güneş gitti.
şimdi sadece bir şey kaldı elimde sessiz harflerim bir kabulleniş ve gökkuşağım tek renkten olan bir gökkuşağı. tek bir renk. hüzünlü bir renk. benim rengim. okyanusa dönmeden önce, deniz kızımı gökkuşağındaki o maviye gömüyorum. bunu sen istedin. ben sadece bekledim. ve sustum artık. içimden sustukça büyüyor kabullenişlerim ve vazgeçişlerim. ertelediğim hayatlar alnıma çakılıyor. çivi çiviyi sökmez ama mıh aramaya çıkıyor yüreğim, mıh ol istedim hayatımda. her şeyi temize çekip en baştan başlamayı ve başlamak adına geçmişi pembeye boyamayı. bir seni istedim o kadar. çok şey değildi bu. çok şey değildi. asla değil!
ilk kez öldürmeyeceğim onu ben. yıllar önce yine öldürdüm. o zaman da yoktun yanımda şimdi de yoktun. sakın gelme. yağmur olup gel demiştim kaç kere. deniz kızımın gözyaşları ile oluşan gökkuşağında senin yerin yok. sakın gelme. gelirsen affetmem. gelirsen susmam. gelirsen işte o zaman. seni artık sevmem. bırak sevgin kalsın içimde. deniz kızım öldü. biraz mavi kalsın benimle. deniz mavisi. deniz kızımı kaybettim hükümsüzdür yazsın gazetelerde en küçük harflerle.
kaybettim ben deniz kızımı sen beni kaybettin. artık ikimiz de mutluyuz. kutlamalar başlasın. ilk kadef bir yabancıya kalksın. dudaklarını dudaklarımda unutan bir yalancıya. yalancıya!
1.Bir canlının hayatına son vermek.
2.Bitkinin solarak kurumasına sebep olmak.
3.Çok üzmek.
4.Aşırı yormak.
5.Boşuna geçmek.
6.Ölmesine yol açmak.
7.Sağlığını bozmak,rahatsızlık vermek.
8.Yok olmasına,ortadan kalkmasına,azalmasına yol açmak.
9.Etkisini ve gücünü azaltmak.
10.Bazı şeylerin diriliğini,tazeliğini veya sertliğini gidermek.