düşünmesi bile tüyleri ürperten ilk gecedir. Çoğu insan olumlu ya da olumsuz düşünmüştür.
Hani evlendikten sonra ilk geceymiş,
seviştikten sonra ilk geceymiş,
ilk buluşmadan sonra ilk geceymiş,
askerde ilk geceymiş,
falan filan bizlerce önemli olan bu "ilk"ler bile "öldükten sonraki mezarda ilk gece" kadar önemli değildir aslında.
Şimdi sözlükteyiz kimisi yazıyor kimisi okuyor, sonra başka sitelere gireceksin, kahve içeceksin, tv izleyeceksin, uyuyacaksın, kahvaltı edeceksin, arkadaşlarınla eğlenceksin, evleneceksin, veya askere gideceksin, dertleneceksin, mutlu olacaksın, işe gideceksin, film izleyeceksin, yağmurda yürüyeceksin... Günlerin böyle böyle geçecek iyi kötü.
Ve bir gece ansızın mezardasın! Öğlen üzerine toprak atmışlar, biraz bekleyip gitmişlerdi. insanlar eski yaşamına dönmüştü. Seni kıyıdan köşeden tanıyanlar en geç 1-2 haftaya unutacak, ailen veya arkadaşların en fazla 1-2 ay sonra unutacak. Milet sözlüklerde entry girmeye, twitter da tweet atmaya devam edecek, yeni filmleri izlemeye gidecekler ve sen mezarında çürüyeceksin!
işte hayatın gerçeği budur!
Bir gece kendini mezarın içinde bulabilirsin. Bu okudukların sana "şuan" her ne kadar uzak gelse de "ölüm kadar kime yakınsın?"
şuan vaktin varken gül geç ama unutma bu güldüklerin senin de benim de başıma gelecek.
O yüzden sen sen ol hiçbir şeye "çok" takma. Ne de olsa öldükten birkaç gün sonra bile yakın çevren eski düzenine dönecek, sen unutulacak gideceksin...
zaman kavramının ortadan kalkacağı, dünyanın bir öneminin kalmayacağı, dünyevi tüm unsurların saçma geleceği ve iyilik güzellikle dolu bir hayat olsa dahi korkulacak olan gecedir. en kötüsü sevdiklerinin sesini duymayışı, sana yardım edemeyecek olmasıdır.
ne kadar garip lan, dunyada 150 milyardan fazla insan yasamis ve hepsi olu su anda. sadece 7 milyar sansli insan var. 150 milyar kisi o ilk geceyi yasamis ve sayi her gecen gun artiyor. isin kotu tarafi bu rakam denizinde kucuk bir damlayiz. geldik yasiyoruz ve gidecegiz. bir gun yasadigimiz bile bilinmeyecek. hani kurban bayraminda hayvani keserken yandaki sirada bekleyen hayvan izlerya arkadasinin boynunun kesilisini, nezaman bi cenaze gorsem kendimi o koyun gibi hissederim. o kacinilmaz son, isin urkutucu tarafi bizdeki kabir gelenegi, o kadar korkutucu bi tasvirle anlatilirki insan oldukten sonra bian once kiyamet kopsada cehenneme raziyim, yeterki su kabir azabini cekmeyelim der.
mevlana ve mevlana gönüllü insanlar için şeb-i arus'tur.
Şeb-i Arus, düğün gecesi demektir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin öldüğü gecedir.
Mevlana Celaleddin Rumi, bu geceyi Rabb'ine, sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğü için "Düğün Gecesi" olarak adlandırır.