evet böyle bir düşünceye sahip olan yazarlar belki vardır. toprak altında yılanlara farelere örümcekler yem olmaktansa yakın gitsin bedenimi ülkemizde yasaktı herhalde meral okay vasiyetini yerine getirilmesine izin verilmedi.
anneannemş öyle derdi " ben öldükten sonra isterseniz çöpe atın ne fark eder ki giden gitmiş nasıl olsa" o zamanlar anlamazdım kızardım o'na. şimdi anlıyorum gerçekten gittikten sonra ha bir toprağın altına konumuş tepene bir memrmer taş dikmişler, ha yakılmışsın hiç fark etmiyor.
benim kapalı yerde kalmak gibi bir fobim olduğundan yakılmayı tercih ederim. düşündükçe baıyor yemin ederim.küçücük bir yer sarıyorlar bir de böyle of of of.
işe yarar birkaç organımla etrafa ışık saçtıktan sonra yakılmak en büyük dileğim. şöyle bilmem kaçıncı kattan küller savrulacak etrafa. estetik bir ölüm kuşkusuz.
(bkz: bachelorette)
edit: tek dileğim bu, kırmaz umarım çevremdekiler beni. bir de fonda black sabbath 'tan wheels of confusion çalacak. ölüm tatlılaşacak, manidarlaşacak. budur!
tabiatla harmanmanlanmak isteyen, hic degilse kulleriyle ozgurce dunyada dolasmak isteyen yazarlardir...
anlasilmamasi normaldir, cagindan bir iki adim otededir...
Öldükten sonra asla yakılmak istemem. iskeletim kalsın isterim, bütünlüğümü muhafaza edeyim isterim. Ne de olsa, insana birazcık bile benzesem, belki tekrar dirilme şansım olur.
Celine nin gecenin sonuna yolculuk kitabında buna benzer birkaç satır vardı. Okuyunuz okutunuz...
isteyebilir, herkes putperest arap geleneklerine göre gömülmek zorunda değildir. insanların dirisine karışıyorsunuz o sikik dininizle bari ölüsüne karışmayın.
ben daha çok akbabalara yem edilmek istiyorum. sonuçta toprağın altında çürümekten iyidir.
(bkz: tibet budistleri)
yani öldükten sonra yakılınca ölen kişi berzah aleminde olmuyor mu islam'a göre. oluyorsa ister yakılsın ister gömülsün ne fark eder. olmuyorsa yakılarak berzah aleminden kurtulur.