Bana bu repliği hatırlattı.
" Cumali: Çok korkuyorum eşkiya beni bırakma, çok korkuyorum çok.
Eşkıya: Korkma sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin oradan özüne ulaşacaksın çiçeği özüne bir arı konacak, belki belki o arı ben olacağım."
korkma
sadece toprağa gideceksin
sonra toprak olacaksın
sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin
oradan özüne ulaşacaksın
çiçeğin özüne bir arı konacak
belki
belki o arı ben olacağım.
Bence büyük bir soru ama pek önemsenmiyor gibi. Şimdi ben inançlı biriyim cennet veya cehenneme gideceğiz demeyin. Çünkü benim gördüğüm inançlılar dünyada sanki öldükten sonra tanrı, cennet, cehennem yokmuş gibi yaşıyorlar. Acaba onların bildiği bir şey var da biz mi bilmiyoruz. Kesin olan şey bedenimiz doğaya karışıp yaşamaya devam edecek ya ruhumuz ona ne olacak.(Bu ödüllü soru*) işte tam bu noktada insan bir duraklıyor. yani öldükten sonra geri gelen de yok ki ona soralım. Galiba biz de, bizden öncekiler gibi bu sorunun cevabını öğrenmek için ölümü deneyimlemek gerekiyor. Beni en çok üzen nokta ise ilahi dinlerdeki gibi bir tanrı yoksa kötülerin yaptıkları yanlarına kâr kalacak. işte bu yüzden yaşadığımız dünyayı cennete çevirelim ki sonra bir tanrı ile karşılaşmazsak o kadar da üzülmeyiz.
sadece toprağa gideceksin
sonra toprak olacaksın
sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin
oradan özüne ulaşacaksın
çiçeği özüne bir arı konacak
belki
belki o arı ben olacağım