kabul etmesi zor bir gerçek, hele benim gibi senelerce doğum sıramız gelmeden önce yüzlerce bebek bir bekleme salonunda beklediğimizi ve bir görevlinin gelip "whatever senin doğum sıran geldi, hadi bakalım." demesi üzerine bekleme salonundan doğaya adım attığını sanmış biri için. evet, bilinçaltısal sanrım tam olarak bu şekildeydi, biri gelip bana "doğumdan önce neydik biz?" diye sorsa bu saçma bekleme salonu hikayesini anlatmazdım tabii ki ama doğumdan öncesi dendiğinde gözümün önüne gelen şey o bekleme salonu olmuştur hep.
peki neydik doğumdan önce? anne babamız yediler içtiler, kendilerini sevişebilecek kadar bedenen güçlü hissettiler, sperm yumurtayla birleşti ve oluşumumuzun temeli atıldı. yani tam da söylendiği gibi portakalda vitamindik doğmadan önce.kim bilir, belki öldükten sonra beni doğaya karıştıracak olan ayrıştırıcılar belki bazı hücrelerimi bir şekilde bir portakal ağacına ulaştırırlar da tekrardan portakalda vitamin olur, özüme dönerim.*
bu kadar basit olmasına rağmen bir türlü anlaşılmayan ya da kabul edilmeyen bu gerçeği bu kadar yalın bir biçimde ifade ettiği için insanlık olarak şopen'e bir teşekkür borçluyuz.
her neyse, ne diyorduk, kabul etmesi zor bir gerçek ancak kabul etmenin de ötesinde bu gerçeği özümsememiz gerek.