eniştemin cenazesinin olduğu gün dayımın düğünü vardı. böyle enteresan enstantanelerle doludur hayat. birinin yaşam serüveni biterken diğerinin yeni başlıyor. hayatın gerçekleri bu. bir anda kendimizi bu dünya da bu bedende istemeyerek, seçme hakkımız olmayarak doğduk ve bir şekilde de öleceğiz. kanun bu şekilde. tabi ileride ölüme ilaç, çare bulunmazsa.
Hayatın gerçeğidir.
Bitnem dediğiniz o kadın, belki de başka bir adamın Koynuna girecek artık.
Veya deli gibi aşık olduğumuz adam, bir başka kadının Dudaklarına yapışacak.
Ya da, siz öldükten sonra geride kalan mirasınız için sevdikleriniz birbiriyle kavga edecek.
Ölüler sadece yaşadıkları anılardan ibaretlerdir, güzel ya da kötü fark etmiyor. Herkesin başkasının hayatındaki yeri birlikte geçirdiği anılar kadardır.
- nasrettin hocaya sormuşlar hocam bir tepsi baklava gidiyor.
-banane.
-iyi de senin eve gidiyor.
- o zaman sanane.
ben bitmişim var mı ötesi serseri.
renkli günler
O yaşayanlarda göz açıp kapayıncaya kadar ölecek dert etme hem de senin ruhun bile duymayacak,nasıl mı?sen doğmadan önce milyarlarca yıl geçti hiç milyarlarca yıl beklemiş gibi hissettin mi?hayır.100 sene önce yaşayan 1.5 milyar insanın hiçbiri yok bugün,100 sene sonrada 7 milyarımız aynı kaderi paylaşacak değişen bir şey yok.
iyi yada kötü, Başkalarının yaşamına devam etmesi, ferdi planda senin ölüp kabir hayatına başlamana engel değil. Giden geri gelmiyor bir daha. Bu Hayat bir defa yaşanıyor. Hayatta yaşarken yanında kim vardı kim yoktu değil önemli olan. Kabirde seni neyin karşılayacağı önemli. Başkalarının hesabını sana sormayacaklar. Üstelik istese de Hiç kimse sana yardım edemeyecek. Bir başına kalakalacaksın. Doğarken de tektin ölürken de. Hesap verirken de yine tek olacaksın. Varsa hayırlı amelin paçayı kurtarırsın. Yoksa, yandın. Dünyanın malı menfaati şatafatlı yaşantısının sana bir faydası olmayacak. O yüzden dünyada Kalanları düşüneceğine kendine bak önce kendine. Sonunu düşün de ona göre yaşa..
insanı en çok üzen düşüncelerden biridir.
sen sıranı devrederken hayata yeni başlayan insanları görmek biraz hüzünlendiriyor insanı.
yaşanacak ilk üniversite heyecanları, ilk yurtdışı seyahati, ilk flört, her ilkbahar gelişinde herkesi saran mutluluk sen gittiğinde de yaşanmaya devam edecek ve senin sahneyi terk etmekten başka şansın yok.
Devam etseler ne olacak ki AMK?! Kazık mı çakacaklar sanki, hı? O pamuk o göte ha bugün ha yarın muhakkak girecek? Yaşın 18 bile olsa ölmeyeceğinin bir garantisi de yok?
Başkalarının yaşaması değil de; yine baharın gelecek olması, yağmurdan sonra yine toprağın kokacak olması, yine yaz akşamlarının o turuncuya çalan günbatımının olacak olması ve bunları bir daha göremeyecek olmak koyuyor insana.